The world is changing more and more quickly.
- Dünya gitgide artan bir hızla değişiyor.
The lack of a public sphere in Europe is being felt more and more keenly.
- Avrupa'da kamusal alanın yokluğu gitgide daha fazla hissediliyor.
At first, I didn't like it, but it gradually became fun.
- İlk başta, ben bunu sevmedim, ama gitgide eğlenceli oldu.
After that he began to enjoy life again and gradually recovered.
- Daha sonra hayattan yeniden zevk almaya başladı ve gitgide iyileşti.
Tom was increasingly isolated of his circle of friends.
- Tom arkadaş çevresinden gitgide soyutlanmıştı.
By degrees the friendship between him and her grew into love.
- Onun ve onun arasındaki dostluk gitgide aşka dönüştü.