Kızlar, arılar kadar meşguldür.
- The girls are as busy as bees.
Ukraynalı kızlar, dünyanın en güzel kızlarıdır.
- Ukrainian girls are the most beautiful girls in the world.
Mary onun yaşındaki çoğu kız çocuğundan daha zekidir.
- Mary is smarter than most girls her age.
Birçok erkek ve kız çocuğu vardı.
- Many boys and girls were present.
Onun kız arkadaşı Japon.
- His girlfriend is Japanese.
Betty güzel bir kızdır, değil mi?
- Betty is a pretty girl, isn't she?
O, bir kız lisesine gidiyor.
- She goes to a girls' high school.
O bir kız lisesinde öğretmenlik yapıyor.
- He teaches in a girls' high school.
Peter, çocuksu kızlardan bıktı ve gerçekten olgun bir kadınla tanışmak istedi.
- Peter was fed up with childish girls and wanted to meet a really mature woman.
Kadınlar ve kızlar onunla karşılaşmaktansa caddeyi geçmeyi tercih ederler.
- Women and girls would cross over the street rather than meet him.
Sevgilisi de oradaydı.
- His girlfriend was there, too.
Gerçeği anlatmak gerekirse o benim sevgilim.
- To tell the truth, she is my girlfriend.
Havaiili konuşmayı öğrenmek istiyorum, böylece kız arkadaşımı etkileyebilirim.
- I want to learn to speak Hawaiian, so I can impress my girlfriend.
Tom ve kız arkadaşı aynı sınıfta.
- Tom and his girlfriend are in the same class.
I'm going to meet my girl over there.''.
Amanda is a girl of 16.
Your girl turned up on our doorstep.
Stop being such a girl and punch back.
... And those Southern girls are like Southern Belles. ...
... because the thing that Vivek is playing with his girls ...