O, Kanadalı bir kızla evlendi.
- He married a Canadian girl.
Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
- Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
Kadınlar ve kızlar onunla karşılaşmaktansa caddeyi geçmeyi tercih ederler.
- Women and girls would cross over the street rather than meet him.
Küçük kız güzel bir kadın oldu.
- The little girl grew into a beautiful woman.
Sevgilisi okul oyunu için başka bir kızı öpmek zorunda olduğu için Mary mutsuz.
- Mary's not happy that her boyfriend has to kiss another girl for the school play.
Bu gece kardeşimin sevgilisiyle buluşacağım.
- I'm going to meet my brother's girlfriend tonight.
Onun kız arkadaşı Japon.
- His girlfriend is Japanese.
Kız arkadaşının orgazm takliti yapmadığından nasıl emin olabilirsin?
- How can you be sure your girlfriend isn't faking her orgasms?
O benim annem değil fakat en büyük ablamdır.
- She is not my mother but my oldest sister.
O onun ablası gibi görünmesine rağmen, gerçekte onun annesidir.
- Though she looks like his older sister, the fact is that she is his mother.
Bireysel özgürlük demokrasinin temelidir.
- Individual liberty is the essence of democracy.
Bir takım yıldızındaki bireysel yıldızlar birbirlerine çok yakın görünebilir fakat aslında onlar uzayda büyük mesafelerle ayrılabilir ve birbirleriyle hiç gerçek bağlantısı yoktur.
- The individual stars in a constellation may appear to be very close to each other, but in fact they can be separated by huge distances in space and have no real connection to each other at all.
Kadınlar gerçekten ellerinden geleni yaptılar.
- The women really gave it their utmost.
Kadınlar ondan hoşlanmadılar.
- Women didn't care for him.
Kristy Anderson, Larry Ewing'in eşidir.
- Kristy Anderson is the wife of Larry Ewing.
Eşim de seni görmekten memnun olacak.
- My wife will be glad to see you, too.
Ne Musevi, ne de musevi olmayan, ne köle ne de özgür vardır, ne erkek ne de dişi vardır, zira Mesih İsa'da hepiniz birsiniz.
- There is neither Jew nor Gentile, neither slave nor free, nor is there male and female, for you are all one in Christ Jesus.
Koko bir dişi gorildir.
- Koko is a female gorilla.
Her insan bir bireydir.
- Each human being is an individual.
Birey ne kadar gururlu olursa, ceza o kadar sert olur.
- The prouder the individual, the harsher the punishment.
Erkek mi yoksa kadın bir doktoru mu tercih edersiniz?
- Do you prefer a male or female doctor?
O kadın arkadaşlık istedi.
- He wanted female companionship.
Kız kardeşim şekerleri sever.
- My sister likes sweets.
O, bana kız kardeşini tanıttı.
- He introduced his sister to me.
O, bana kız kardeşini tanıttı.
- He introduced his sister to me.
Dün kız kardeşim Kobe'ye gitti.
- Yesterday my sister went to Kobe.
Karısıyla İnternet üzerinden tanıştı.
- He met his wife online.
John Floridalı, karısı ise Kaliforniyalı.
- John comes from Florida and his wife from California.
Cuma akşamları, deniz aşırı ülkelerde eşleriyle birlikte çalışan bir grubumuz Chuck's Bar and Grill'de buluşurlar.
- On Friday evenings, a group of us with spouses working overseas meet at Chuck's Bar and Grill.
Onların eşlerinin hepsi otobüse bindi.
- All of their spouses got on the bus.
O yerel bir kuyumcudan çaldığı bir yüzükle kız arkadaşına evlenme teklif etti.
- He proposed to his girl friend with a ring he had stolen from a local jewelry.
Mary bir kız izci olarak birçok başarı madalyası kazandı.
- Mary earned many badges as a girl scout.
O, kız izci kurabiyeleri satıyor.
- She's selling Girl Scout cookies.
audrey not looked like a girl's girl.
Toplum ve birey birbirinden ayrılamazlar.
- Society and the individual are inseparable.
Tom yirmi altı yaşındayken hayat arkadaşı Mary'yle tanıştı.
- Tom met his life mate, Mary, at the age of twenty six.
O benim iş arkadaşımdır.
- He is my working mate.
Onun kişisel bir konuşma tarzı vardı.
- She had an individual style of speaking.
Japon kadınları bebeklerini sırtlarında taşırlar.
- Japanese women carry their babies on their backs.
Kadınlar ondan hoşlanmadılar.
- Women didn't care for him.
Babanın ya da annenin kız kardeşi senin yengendir.
- The sister of your father or mother is your aunt.
İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.
- Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.
Kız kardeşim hemşiredir.
- My sister is a nurse.
Hemşire, bu hastayı gözünüzün önünden ayırmayın.
- Sister, don't let this patient out of your sight.
O gerçekten Tom'un kızkardeşi mi?
- Is that really Tom's sister?
Kızkardeşim şimdi kötü bir soğuk algınlığı geçiriyor.
- My sister is suffering from a bad cold now.
She's my wife. O benim karım.
1990'dan beri, on bir bayan öğrenci ödülü aldı.
- Since 1990, eleven female students received the award.
Erkek arkadaşımın bir sürü bayan arkadaşı var.
- My boyfriend has a lot of female friends.
Tekil atomlar, molekülleri oluşturmak için diğer atomlarla birleşebilirler.
- Individual atoms can combine with other atoms to form molecules.
Eşinizle birlikte ne kadar zaman harcarsınız?
- How much time do you spend with your spouse?
Bir insan eşine saygı göstermeli.
- One should respect one's spouse.
Sessiz olabilen bir bayan eş Tanrının bir armağanıdır.
- A wife who can be quiet is a gift of God.
Eşim Lidia güzel, akıllı bir bayandır.
- My wife Lidia is a beautiful, clever woman.
Şu kadın onun karısı olmalı.
- That woman must be his wife.
O, karısını terk etti ve yarı yaşında bir kadınla aşk hayatı yaşıyor.
- He left his wife and shacked up with a woman half her age.
Benzer simaları olduğu için polisin iki kişiyi birbiriyle karıştırmış olması muhtemel.
- It is likely that the police confused the two individuals as they both had similar facial features.
Toplumdaki değişiklikler kişilerden gelir.
- Changes in society come from individuals.
Tekil atomlar, molekülleri oluşturmak için diğer atomlarla birleşebilirler.
- Individual atoms can combine with other atoms to form molecules.
Her insan bir bireydir.
- Each human being is an individual.
Yorgun görünüyorsun dostum. Bence senin yazmaya ara vermen gerekiyor.
- You look exhausted, mate. I think you need to take a break from writing.
Büyük yem, dostum, sekizde sekiz veriyorum.
- Great bait, mate, I rate eight out of eight.
Bunlar benim kız kardeşimin dergileri.
- These are my sister's magazines.
O, bana kız kardeşini tanıttı.
- He introduced his sister to me.
O benim annem değil fakat en büyük ablamdır.
- She is not my mother but my oldest sister.
O onun ablası gibi görünmesine rağmen, gerçekte onun annesidir.
- Though she looks like his older sister, the fact is that she is his mother.
Mary ve Alice kızkardeş gibiler.
- Mary and Alice are like sisters.
Mary ve ben kızkardeş gibiyiz.
- Mary and I are like sisters.
Dul kocası ölmüş bir kadındır.
- A widow is a woman whose spouse has died.
Fransa'nın bayanları güzeldir.
- The women of France are beautiful.
2011 Bayanlar Futbol Dünya Kupası, Almanya'nın Frankfurt şehrinde sona erecek.
- The 2011 Women's Soccer World Cup will end in Frankfurt, Germany.
A babygirl is a girl who is always there for you when nobody else is.
Ukraynalı kızlar, dünyanın en güzel kızlarıdır.
- Ukrainian girls are the most beautiful girls in the world.
Bir polis, kızlara arabanın onlara ait olup olmadığını sordu.
- A policeman asked the girls if the car was theirs.
Mary onun yaşındaki çoğu kız çocuğundan daha zekidir.
- Mary is smarter than most girls her age.
Birçok erkek ve kız çocuğu vardı.
- Many boys and girls were present.
Oh, it's a t-girl!.
Bir aslanın yelesi daha koyu olsa dişileri için daha çekici olur.
- The darker the mane of a lion is, the more attractive to females it is.
Şu anda hiçbir şey yolunda gitmiyor; ailenin dişileri bana karşı birleşmişler.
- At present, nothing goes smoothly; the Females of the Family are united against me.
O kız öğrenci Amerikalıdır.
- That female student is American.
Şu öğretmen kız öğrencilere düşkün olma eğilimindedir.
- That teacher tends to be partial to female students.
I'm going to meet my girl over there.''.
Amanda is a girl of 16.
Your girl turned up on our doorstep.
Stop being such a girl and punch back.
He didn't want to marry the girl next door, he hankered for the big city.
Lots of straight guys will pay to see hot girl-on-girl action, and you've got to admit, that was pretty hot.
What’s really sick, if you ask me, is the B-girl shit where you pay all that money for just looking and thinking about it, but not really doing it.
The girls were recruited by the Sappersteins in Baltimore, allegedly for employment as B-Girls and strip dancers at the Club in Calumet City managed by Austrew. In fact, upon arrival in Calumet City it turned out that they were expected and encouraged to prostitute themselves, as well as to engage in activities for which they were ostensibly employed.
She was one of the It Girls of her day.
At the convent, Sister Grace supervises the kitchen.
Please welcome Sister Smith as she moves from her former congregation to her new congregation.
Native American leader Chief Seattle urged ecological responsibility, referring to Brother Eagle and Sister Sky in his purported 1854 speech.
birthday-girl smile.
Whether it's in next-to-nothing swimsuits in Sports Illustrated or starring in ex-husband Billy Joel's rock videos or in countless boldface tabloid mentions, the quintessential California blond cover girl has become a fixture on the cultural landscape.
The car my grandfather gave me only got ten miles to the gallon.
- The car my grandfather gave me only got ten miles per gallon.
The car my grandfather gave me only got ten miles per gallon.
- The car my grandfather gave me only got ten miles to the gallon.
In her day, Betty Grable was the golden girl of America.
Now imagine that the main automatic exchange is out of service and all those calls have to be made the old-fashioned way, by hello girls, taking ten times as long.
As we can't print them all together, the individual pages will have to be printed one by one.
individual personal pension; individual cream cakes.
Laurie tells him to stop being such a little girl and do something bad for once.
The pieces of the puzzle mate perfectly.
Listen, old girl, I've got some news.
he turned with practised insolence to a pot-girl in a red shawl who could not have uttered an audible word to save her soul, but who blushed and giggled with pleasure at this mark of attention.
My little sister is an annoying pest.
Sisters Are Doin’ It for Themselves.
I’m trying to correct my sagging floor by sistering the joists.
Of Lady Auranthe, our new-spoused daughter?.
Note the intrusion into British demotic (“me and Cheryl were having”) of the valley-girl quotative be, like.
A new wife for the gander is introduced into the pen.
I'd have never had Kim as my girlfriend without my wing girl, Jen.
It is agonizing for the united States to lose our young men and women.
- It is agonizing for America to lose our young men and women.
Generally, men are taller than women.
- In general, men are taller than women.
The mist was so dense that I could not see even an inch ahead.
- Sis o kadar yoğundu ki bir inç önümü bile göremiyordum.
A curtain of mist blocked our view.
- Bir sis perdesi bizim görüşümüzü engelledi.
London is famous for its fog.
- Londra sisi ile ünlüdür.
I can't see the road signs in this fog.
- Bu siste yol işaretlerini göremiyorum.
In large cities, in London for instance, there is heavy smog.
- Büyük şehirlerde, örneğin Londra'da, ağır dumanlı sis var.
Smog hung over Tokyo.
- Tokyo'nun üzerine sis çöktü.
Welsh is a very difficult language for me.
- Galce benim için çok zor bir dildir.
Welsh is a beautiful language.
- Galce güzel bir dildir.
Great Britain consists of Wales, England, and Scotland.
- Büyük Britanya; Galler, İngiltere ve İskoçya'dan oluşur.
In the north, there's Scotland; in the south, England; in the west, Wales; and further west, Northern Ireland.
- Kuzeyde İskoçya, güneyde İngiltere, batıda Galler ve daha batıda da Kuzey İrlanda var.
... because I don't want to be known as Awkward Black Girl ...
... And they wanted to recast it and cast a video girl with ...