Please make an appointment to come in and discuss this further.
- İçeriye girmek ve bunu daha fazla görüşmek için bir randevu al lütfen.
May I come in? Yes, certainly.
- İçeri girebilir miyim? Evet, kesinlikle.
Would you mind telling me how you got into my office?
- Sakıncası yoksa ofisime nasıl girdiğini bana söyler misin?
Tom got into bed and turned off the light.
- Tom yatağa girdi ve ışığı kapattı.
Tom tried to get into the locked room.
- Tom kilitli odaya girmeye çalıştı.
Does Tom get into the city very often?
- Tom çok sık şehre girer mi?
This ticket allows two people to enter.
- Bu bilet iki kişinin girmesine olanak tanır.
Knock on the door before entering the room.
- Odaya girmeden önce kapıyı tıklat.
I saw Jane go into her classroom with a smile.
- Jane'nin tebessümle sınıfana girdiğini gördüm.
Tom wanted to go into politics.
- Tom siyasete girmek istedi.