Entries are now being accepted.
- Girişler artık kabul edilmektedir.
They have access to the library.
- Onların kütüphaneye giriş izinleri var.
The police restricted access to the road.
- Polis yola girişi kısıtladı.
The newest version uses facial-recognition software to validate a login.
- Yeni sürümü bir giriş doğrulamak için yüz tanıma yazılımı kullanır.
In the introduction, the author is stating as follows.
- Giriş bölümünde, yazar aşağıda gösterildiği gibi belirtiyor.
Yes. She got an introduction from her previous doctor and transferred to this hospital.
- Evet. O önceki doktorundan bir giriş aldı ve bu hastaneye transfer edildi.
She posted an entry to the blog yesterday.
- Dün bloğa bir giriş postaladı.
The police found no sign of forced entry.
- Polis zorla giriş izi bulamadı.
We are, in large measure, responsible for students' success in the entrance exam.
- Biz öğrencilerin giriş sınavındaki başarılarından büyük ölçüde sorumluyuz.
The President's guards are stationed in front of the entrance.
- Devlet Başkanının korumaları girişin önünde konuşlandırıldılar.
Any input would be appreciated!
- Herhangi bir veri girişi takdir edilecektir!
We gave them our input.
- Onlara bizim veri girişini verdik.
If you combine them in this way, you get a 14 port USB hub.
- Bunları bu şekilde birleştirirsen; 14 girişli bir USB çoklayıcı elde edersin.
I didn't hear you come in.
- İçeri girdiğini duymadım.
May I come in? Yes, certainly.
- İçeri girebilir miyim? Evet, kesinlikle.
He passed the entrance examination.
- Giriş sınavını geçti.
Taro is very likely to pass the university entrance examination.
- Taro büyük olasılıkla üniversite giriş sınavını geçecek.
Tom is an enterprising young man.
- Tom girişimci genç bir adam.
You are banned from entering this place.
- Buraya girişiniz yasaklandı.
Upon arriving home, he immediately set about preparing a meal.
- Eve vardıktan sonra derhal bir yemek hazırlamaya girişti.
In the introduction, the author is stating as follows.
- Giriş bölümünde, yazar aşağıda gösterildiği gibi belirtiyor.
Yes. She got an introduction from her previous doctor and transferred to this hospital.
- Evet. O önceki doktorundan bir giriş aldı ve bu hastaneye transfer edildi.
Tom moved toward the doorway.
- Tom girişe doğru hareket etti.
Tom paused in the doorway.
- Tom girişte durakladı.
Would you mind telling me how you got into my office?
- Sakıncası yoksa ofisime nasıl girdiğini bana söyler misin?
He got into this school in September last year.
- Geçen yıl eylül ayında bu okula girdi.
Tom tried to get into the locked room.
- Tom kilitli odaya girmeye çalıştı.
Does Tom get into the city very often?
- Tom çok sık şehre girer mi?
An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what?
- İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?
This ticket allows two people to enter.
- Bu bilet iki kişinin girmesine olanak tanır.
Let's not go into details.
- Ayrıntıya girmeyelim.
The system will go into operation in a short time.
- Sistem kısa bir süre içinde hizmete girecek.
The admission is ten dollars a person.
- Giriş ücreti bir kişi için 10 dolardır.
Admission to the show is $5.
- Gösteriye giriş ücreti 5 dolar.
I will meet you in the hotel foyer.
- Ben sizi otelin giriş salonunda karşılayacağım.
Yes. She got an introduction from her previous doctor and transferred to this hospital.
- Evet. O önceki doktorundan bir giriş aldı ve bu hastaneye transfer edildi.
The introduction of the new tax is expected to affect the entire economy.
- Yeni vergi girişinin tüm ekonomiyi etkilemesi bekleniyor.
You are banned from entering this place.
- Buraya girişiniz yasaklandı.
The man is checking in at a hotel.
- Adam bir otelde giriş yapıyor.
Admission is $30 at the gate.
- Giriş ücreti kapıda 30 dolar.
This is the main gate to their house.
- Onların evinin giriş kapısı burasıdır.
A man suddenly appeared in the doorway.
- Kapı girişinde aniden bir adam göründü.
Tom was standing in the doorway.
- Tom girişte duruyordu.
Please hang your coat in the anteroom.
- Lütfen ceketinizi giriş salonunda asın.
No admittance during the performance.
- Gösteri boyunca giriş izni yoktur.
A car was blocking the gateway.
- Bir araba giriş kapısını kapatıyordu.