Tom is quite enterprising.
- Tom oldukça girişimci.
Tom is an enterprising young man.
- Tom girişimci genç bir adam.
Otto Lilienthal was a German engineer and entrepreneur.
- Otto Lilienthal bir Alman mühendis ve girişimciydi.
Dustin Moskovitz is a Jewish entrepreneur. He is one of the co-founders of Facebook.
- Dustin Moskovitz, Yahudi bir girişimcidir. O, Facebook'un kurucularından biridir.
This initiative strives to promote writing in Occitan.
- Bu girişim, Oksitanca yazmaya teşvik etmek için çaba göstermektedir.
The initiative measurably improved quality of life for the villagers.
- Girişim, köylüler için yaşam kalitesini ölçülebilir şekilde artırdı.
Attempts to negotiate a peace treaty failed.
- Barış anlaşması görüşme girişimleri başarısız oldu.
Tom and Mary attempted to murder John.
- Tom ve Mary John'u öldürme girişiminde bulundular.
Life is a joint venture, both said and decided to marry.
- Her ikisi de hayat ortak bir girişimdir dediler ve evlenmeye karar verdiler.
I wish my venture would work out.
- Keşke girişimim başarılı olsa.
Thanks to your initiatives we've been recognized as a progressive and forward-thinking enterprise by the press.
- Girişimleriniz sayesinde basın tarafından ilerici ve ileriye dönük düşünce kuruluşu olarak tanınmaktayız.
Stanford University has educated entrepreneurs like Larry Page and Sergey Brin.
- Stanford Üniversitesi, Larry Page ve Sergey Brin gibi girişimcileri eğitti.
Your attempt to retrieve your password was not successful. Please try again.
- Şifrenizi geri alma girişiminiz başarılı değildir. Lütfen tekrar deneyin.
This is a huge undertaking.
- Bu büyük bir girişim.
It's a massive undertaking.
- Bu çok büyük bir girişim.
Would you like to take a crack at the job?
- İşte son bir girişimde bulunmak ister misin?
In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.
- Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır.