The trend isn't looking good.
- Gidişat iyi görünmüyor.
I don't approve of such goings-on.
- Böyle gidişatı onaylamıyorum.
Things change too quickly.
- Gidişat çok hızlı değişir.
Things won't be the same around here after Tom leaves.
- Tom gittikten sonra buralarda gidişat aynı olmayacak.
I don't approve of such goings-on.
- Böyle gidişatı onaylamıyorum.
I don't approve of such goings-on.
- Böyle gidişatı onaylamıyorum.