Yaşam yaz çiçekleri, ölüm de sonbahar yaprakları kadar güzel olsun.
- Hayat yaz çiçekleri, ölüm de güz yaprakları gibi güzel olsun.
I'm tired of pretending.
- Yapar gibi görünmekten bıktım.
It sounds like they're not going to leave.
- Ayrılmayacaklar gibi görünüyor.
Stanford University has educated entrepreneurs like Larry Page and Sergey Brin.
- Stanford Üniversitesi, Larry Page ve Sergey Brin gibi girişimcileri yetiştirdi.
France's currency was the franc, and its symbol was ₣. While it is no longer used in France, francs are still in use in some former French colonies such as Guinea.
- Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü ₣ idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır.
As much as 90 percent of happiness comes from elements such as attitude, life control and relationships.
- Mutluluğun yüzde 90 kadarı tutum, yaşam kontrolü ve ilişkiler gibi unsurlardan geliyor.
Tom stared at Mary icily.
- Tom Mary'ye buz gibi baktı.
Deliveries will continue as usual.
- Teslimatlar her zaman olduğu gibi devam edecek.
Needless to say, Judy came late as usual.
- Hiç söylemeye gerek yok, her zaman olduğu gibi Judy geç geldi.
Tom and Mary seem to be in some kind of trouble.
- Tom ve Mary'nin bir çeşit sorunları var gibi görünüyor.
We were unsure what kind of person Tom would be and whether he would like living in the same house as us.
- Tom'un ne tür bir insan olacağından ve bizim gibi aynı evde oturmayı isteyip istemeyeceğinden emin değildik.
She looked like a fairy in her beautiful white dress.
- Güzel beyaz elbisesi içinde bir peri gibi görünüyordu.
Layla survived the ice-cold night.
- Leyla buz gibi geceyi atlattı.
When I got home, I had a nice, ice-cold shower.
- Eve döndüğümde, buz gibi soğuk bir duş aldım.
After long breakfast I think I started around 8:00. - Uzun kahvaltı edip saat sanırım 8:00 gibi yola koyuldum.
Dan didn't want to seem shy.
- Dan utangaç gibi görünmek istemiyordu.
He seems to have been a very popular actor when he was young.
- O gençken çok popüler bir aktörmüş gibi görünmektedir.
The banana was brown and mushy.
- Muz kahverengi ve lapa gibiydi.
I'd rather die now than vegetate for fifty more years.
- Elli yıl daha ot gibi yaşamaktansa şimdi ölmeyi tercih ederim.
He has a will of steel.
- Çelik gibi bir iradesi var.
Her cheeks were as cold as ice.
- Onun yanakları buz gibi soğuktu.
My hands and feet were as cold as ice.
- Ellerim ve ayaklarım buz gibi soğuktu.
Tom laughed hysterically for no reason.
- Tom nedensizce deli gibi güldü.
Tom ran like crazy to catch up with Mary.
- Tom Mary'ye yetişmek için deli gibi koştu.
Her dog started barking like crazy.
- Onun köpeği deli gibi havlamaya başladı.
He is mad about music.
- O, müziği deli gibi seviyor.
Tom acted like a madman.
- Tom bir deli gibi davrandı.