Why did we have to come on this tour? It's really boring.
- Neden bu geziye gelmek zorundaydık? Gerçekten çok sıkıcı.
I'm going to take you on a tour.
- Seni bir geziye çıkaracağım.
He was traveling in the Philippines this time of last year.
- Geçtiğimiz yılın bu zamanında Filipinler'de geziyordu.
He was traveling in the Philippines this time last year.
- Geçtiğimiz yıl bu zamanda Filipinler'de geziyordu.
You will benefit by a trip abroad.
- Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.
Their trip has been cancelled due to rain.
- Yağmur nedeniyle onların gezisi ertelendi.
We went sightseeing in Hokkaido.
- Biz Hokkaido'da tur gezisine gittik.
I want to get a sightseeing visa.
- Bir gezi için vize almak istiyorum.
I want to go on a journey around the world if possible.
- Ben mümkünse dünyanın etrafında bir geziye çıkmak istiyorum.
The object of the journey was to visit Grandma.
- Gezinin amacı, büyükanneyi ziyaret etmekti.
We enjoyed the excursion very much.
- Geziden çok hoşlandık.
If it rains tomorrow, the excursion will be canceled.
- Yarın yağmur yağarsa gezi iptal edilecek.
They chartered a bus for the firm's outing.
- Firmanın gezileri için bir otobüs kiraladılar.
It rains so often in the wet season that it's hard to plan outings.
- Yağışlı mevsimde o kadar sık yağmur yağar ki gezintileri planlamak zordur.
The man walked around the corner.
- Adam köşenin çevresinde gezindi.
I like to walk in the country.
- Ben kır gezisini seviyorum.
I'm looking forward to touring bookstores in the US.
- Amerika'daki kitapçılarda gezinmeyi dört gözle bekliyorum.
Tom is still touring with Mary's band.
- Tom hâlâ Mary'nin grubuyla geziyor.
Would you like a ride?
- Bir gezinti ister misiniz?
Can I offer you a ride?
- Sana bir gezinti önerebilir miyim?
Some problems are expected on their expedition.
- Onların keşif gezisinde bazı sorunlar bekleniyor.
I anticipate that there will be problems on their expedition.
- Onların gezisinde sorunlar olacağını tahmin ediyorum.