gezileri

listen to the pronunciation of gezileri
التركية - الإنجليزية
outings
plural of outing
gezi
tour

Do you have any sightseeing tours of this town? - Bu şehirle ilgili gezi turlarınız var mı?

The purpose of our trip is to visit friends and see some tourist spots. - Gezimizin amacı arkadaşları ziyaret etmek ve bazı turistik noktaları görmektir.

gezi
travel

He was traveling in the Philippines this time last year. - Geçtiğimiz yıl bu zamanda Filipinler'de geziyordu.

We're going to travel to Estonia at the beginning of next month. - Önümüzdeki ayın başında Estonya'ya geziye gideceğiz.

gezi
trip

The trip calls for a lot of money. - Gezi çok fazla para gerektirir.

You will benefit by a trip abroad. - Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.

gezi
sightseeing

Tom went sightseeing. - Tom gezi turuna gitti.

I want to get a sightseeing visa. - Bir gezi için vize almak istiyorum.

gezi
journey

I want to go on a journey around the world if possible. - Ben mümkünse dünyanın etrafında bir geziye çıkmak istiyorum.

The object of the journey was to visit Grandma. - Gezinin amacı, büyükanneyi ziyaret etmekti.

gezi
excursion

We enjoyed the excursion very much. - Geziden çok hoşlandık.

He's the one who made an excursion there. - Oraya geziye giden odur.

gezi
excursion, journey, tour, trip; outing, promenade, walk, ride
gezi
promenade, esplanade, place for strolling
gezi
locomotion
gezi
outing

They chartered a bus for the firm's outing. - Firmanın gezileri için bir otobüs kiraladılar.

It rains so often in the wet season that it's hard to plan outings. - Yağışlı mevsimde o kadar sık yağmur yağar ki gezintileri planlamak zordur.

gezi
promenade
gezi
itineration
gezi
walk

The man walked around the corner. - Adam köşenin çevresinde gezindi.

I like to walk in the country. - Ben kır gezisini seviyorum.

gezi
parade
gezi
touring

Tom is touring with Mary's band. - Tom Mary'nin grubuyla geziyor.

I'm looking forward to touring bookstores in the US. - Amerika'daki kitapçılarda gezinmeyi dört gözle bekliyorum.

gezi
esplanade
gezi
ride

Would you like a ride? - Bir gezinti ister misiniz?

I had to wait for a ride. - Gezinti için beklemek zorunda kaldım.

gezi
(Bilgisayar) expedition

He took part in the expedition. - O, keşif gezisine katıldı.

Some problems are expected on their expedition. - Onların keşif gezisinde bazı sorunlar bekleniyor.

gezi
circuit
gezi
voyage
gezi
sıghtseeıng
gezi
excursion, outing; tour
gezi
{i} run
التركية - التركية

تعريف gezileri في التركية التركية القاموس.

Gezi
Gezilip hava alınacak yer
Gezi
Bu kumaştan yapılmış olan
Gezi
Gezmek, görmek, eğlenmek amacıyla yapılan yolculuk
Gezi
Pamuk ve ipekle karışık dokunmuş hareli kumaş: "Yalnız omuz başlarını örten, kısa yollu, gezi gibi yarı sert kumaştan, yakasız bir yaz ceketiydi."- R. H. Karay
Gezi
Gezinti yeri
Gezi
Ülkeler veya şehirler arasında yapılan uzun yolculuk, seyahat
Gezi
seyahat
gezi
Pamuk ve ipekle karışık dokunmuş hareli kumaş
gezi
Pamuk ve ipek ile karşık dokunmuş hareli kumaş
gezi
Pamukla ve ipekle karışık dokunmuş hareli bir kumaş
gezileri
المفضلات