Why did we have to come on this tour? It's really boring.
- Neden bu geziye gelmek zorundaydık? Gerçekten çok sıkıcı.
I'm looking forward to touring bookstores in the US.
- Amerika'daki kitapçılarda gezinmeyi dört gözle bekliyorum.
Gulliver's Travels was written by a famous English writer.
- Gülliver'in Gezileri ünlü bir İngiliz yazar tarafından yazılmıştır.
I will be traveling in Europe for two months.
- İki aylığına Avrupa'yı geziyor olacağım.
I've been invited on a trip abroad, but I don't want to go.
- Yurt dışında bir geziye davet edildim, ama ben gitmek istemiyorum.
The trip calls for a lot of money.
- Gezi çok fazla para gerektirir.
He went to Hawaii to do some sightseeing.
- O, gezi turu yapmak için Hawaii'ye gitti.
Do you have any sightseeing tours of this town?
- Bu şehirle ilgili gezi turlarınız var mı?
We are going on a journey next month.
- Gelecek ay geziye çıkıyoruz.
I want to go on a journey around the world if possible.
- Ben mümkünse dünyanın etrafında bir geziye çıkmak istiyorum.
If it rains tomorrow, the excursion will be canceled.
- Yarın yağmur yağarsa gezi iptal edilecek.
We enjoyed the excursion very much.
- Geziden çok hoşlandık.
They chartered a bus for the firm's outing.
- Firmanın gezileri için bir otobüs kiraladılar.
It rains so often in the wet season that it's hard to plan outings.
- Yağışlı mevsimde o kadar sık yağmur yağar ki gezintileri planlamak zordur.
I like to walk in the country.
- Ben kır gezisini seviyorum.
I walked about aimlessly on the street.
- Caddede amaçsızca gezindim.
Tom is still touring with Mary's band.
- Tom hâlâ Mary'nin grubuyla geziyor.
Tom is touring with Mary's band.
- Tom Mary'nin grubuyla geziyor.
Don't accept rides from strangers.
- Yabancılardan gezinti kabul etmeyin.
I had to wait for a ride.
- Gezinti için beklemek zorunda kaldım.
He took part in the expedition.
- O, keşif gezisine katıldı.
Some problems are expected on their expedition.
- Onların keşif gezisinde bazı sorunlar bekleniyor.