Çocuklarımı yetiştireceğim böylece hurafeden korunmuş olacaklar.
- I will raise my children so that they will be protected from superstition.
Tom Mary'yi korumalıydı.
- Tom should've protected Mary.
Timsah korumalı bir türdür.
- The crocodile is a protected species.
Çiçekler havaya karşı korunmaktadır.
- The flowers are protected against the weather.
Onlar binayı korudular.
- They have preserved the building.
Afgan demokrasinin bile nükleer bombalarla korunması gerekir.
- Afghan democracy needs to be preserved even with nuclear bombs.
Tehlikeye karşı kendimizi koruduk.
- We protected ourselves against danger.
Anne kedi yavrularını korudu.
- The mother cat protected her kittens.
Korunan alanlarda avcılık yasaktır.
- In protected areas hunting is prohibited.