Yahudiler Tanrı tarafından seçilmiş bir ulustur.
- Jews are a people chosen by God.
Sen seçilmiş birisin.
- You are the chosen one.
Tom ve Mary'nin evlat edinilmiş bir kızı var.
- Tom and Mary have one adopted daughter.
Tom Mary'nin evlat edinilmiş erkek kardeşi.
- Tom is Mary's adopted brother.
O, takımın bir üyesi olarak seçildi.
- He was chosen to be a member of the team.
Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir.
- The president of the republic is chosen by the people.
O, yetimi evlatlık kabul etti.
- He adopted the orphan.
Anne evlatlık oğluna karşı zalimdi.
- The mother was cruel to her adopted son.
O, seçilenler arasındaydı.
- He was among those chosen.
Seçilmek istemiyorum.
- I don't want to be chosen.
Tom yeni bir politika benimsedi.
- Tom adopted a new policy.
Onlar teklifi benimsediler.
- They adopted the proposal.
O, yeni yöntemi benimsedi.
- He adopted the new method.
Tom Mary'nin fikrini benimsedi.
- Tom adopted Mary's idea.
I believe you dialed the wrong number.
- Ich glaube, du hast die falsche Nummer gewählt.