gevşeme

listen to the pronunciation of gevşeme
التركية - الإنجليزية
loosening up (of control, discipline, etc.)
loosening, slackening, laxation
med. diastole
relaxation

Sami showed Layla some relaxation exercises. - Sami, Leyla'ya bazı gevşeme egzersizleri gösterdi.

loosening
slackening
let up
play
(Dilbilim) final glide
slack
laxation
gevşemek
unwind
gevşemek
relax

I just want to sit on the beach and relax for a week. - Sadece kumsalda oturup bir hafta boyunca gevşemek istiyorum.

gevşeme süresi
relaxation time
gevşemek
loosen

I like to do a few exercises to loosen up before I run. - Koşmadan önce gevşemek için birkaç egzersiz yapmayı severim.

gevşemek
soften
gevşemek
cool down
gevşemek
{f} fade
gevşemek
diminish
gevşemek
slump
gevşe
{f} relaxed

Tom looked like he was relaxed. - Tom gevşemiş gibi görünüyordu.

The hot bath relaxed my muscles. - Sıcak banyo kaslarımı gevşetti.

gevşe
{f} relaxing
gevşe
slacken
gevşe
relax

Take a deep breath and then relax. - Derin bir nefes al ve sonra gevşe.

You'd better relax a bit. - Biraz gevşemelisiniz.

gevşe
{f} slackening
gevşemek
become loose
gevşemek
languish
gevşemek
disengage
gevşemek
relent
derin gevşeme
(Pisikoloji, Ruhbilim) deep relaxation
gevşe
unbent
gevşe
unbend
gevşe
unbending
gevşemek
let upon
gevşemek
slacken
gevşemek
slack off
gevşemek
come loose
gevşemek
flag
gevşemek
ease off
gevşemek
go limp
gevşemek
slang to be tickled pink
gevşemek
work loose
gevşemek
come unstuck
gevşemek
get loose
gevşemek
let up
gevşemek
unbend
gevşemek
to loosen; to relax; to slacken, to diminish
gevşemek
(for control, discipline, etc.) to loosen up
gevşemek
slack
gevşemek
let go
gevşemek
to loosen, slacken, become lax
gevşemek
unbrace oneself
gevşemek
unfasten
uyuşturucu sonrası gevşeme
flash
التركية - التركية
Para piyasasında değer yitimi
Gerilen kasların veya öfke, kaygı, korku gibi coşkularla artan ruhsal gerilimin normal duruma gelmesi
Yüreğin atmasında kasılmadan sonra gelen dinlenme ve içine kan dolma dönemi
İsteğin, çabanın, ciddiyetin azalması
Gevşemek işi
Gerilmiş vücut bölümlerinin, direnci olmadan, kendi ağırlıklarıyla, bazı hareketlerle yeniden kendi durumuna gelmesi, gerilme karşıtı
gevşemek
Çözülmek
gevşemek
Para piyasasında değer yitirmek
gevşemek
Sevmek, hoşlanmak
gevşemek
Yumuşamak, yatışmak, sakinleşmek: "Poker lafını işitmesin, eli ayağı gevşiyor."- A. İlhan
gevşemek
Sertlik ve gerginliği bozulmak
gevşemek
Sertlik ve gerginliği bozulmak: "Kar kalkmış, hava açmış, ayaz gevşemişti."- A. Gündüz. Çözülmek
gevşemek
Yumuşamak, yatışmak, sakinleşmek
gevşeme
المفضلات