İstasyona erken varmak için çaba harcadı.
- He made an effort to get to the station early.
Vienna'ya yürüyerek varmak ne kadar sürer?
- How long does it take to get to Vienna on foot?
Çalışmaya başlamak zorundayım.
- I have to get to work.
İşe başlamak istiyorum.
- I want to get to work.
Tom çatıya ulaşmak için merdivene tırmandı.
- Tom climbed up a ladder to get to the roof.
Kent merkezine ulaşmak için hangi otobüs veya trene binebileceğimi bana söyleyebilir misin?
- Can you tell me which bus or train I can take to get to the town centre?
Kumar oynamak: kesin bir şekilde bir şey için hiçbir şey elde etmemek.
- Gambling: The sure way of getting nothing for something.
İstediğimi elde etmeyi başardım.
- I succeeded in getting what I wanted.
Tom Mary'den gerçeği elde etmeyi başardı.
- Tom succeeded in getting the truth from Mary.
İstediğini elde etmeyi başardı.
- She succeeded in getting what she wanted.
Ben erken kalkma alışkanlığı edinmek zorundayım.
- I have to form the habit of getting up early.
He's refusing to testify. I think the Mob got to him.
This job's really getting to me. I don't know how much longer I'll last.
... then 13 or 14 make it. That's a lot of paring it down and making sure you're getting to ...
... We're getting to the end of the limita-- ...