İşler iyileşmeye devam ediyor.
- Things keep getting better.
Eski karımı hâlâ özlüyorum ama benim amacım iyileşmek.
- I still miss my ex-wife, but my aim is getting better.
Satrançta iyileşmek istiyorum.
- I want to get better at chess.
Ben gitarda iyileşmek istiyorum.
- I want to get better at guitar.
Teniste iyileşmek istiyorum.
- I want to get better at tennis.
Biz iyileşmek zorundayız.
- We have to get better.
Daha iyi olmak istiyorsan bu ilacı almak zorundasın.
- If you ever want to get better, you have to take this medicine.
Tom Fransızcada daha iyi olmak istiyor.
- Tom wants to get better at French.
İnşallah o yakında iyileşir.
- I hope he'll get better soon.
O iki hafta içinde iyileşecek.
- He will get better in two weeks.
... It's getting better and better by the day. ...
... And they were getting better, and I couldn't explain that. ...