gets the object associated with the specified key in the dictionary

listen to the pronunciation of gets the object associated with the specified key in the dictionary
الإنجليزية - التركية

تعريف gets the object associated with the specified key in the dictionary في الإنجليزية التركية القاموس.

get
(fiil) almak, edinmek, elde etmek, ele geçirmek; satın almak; getirmek, götürmek; varmak, gelmek; kazanmak; yapmak; idrak etmek; yaptırmak, ettirmek, etmek; kavramak, anlamak; başına gelmek; olmak; başlamak; canına okumak; öldürmek; açığını bulmak, yalanını çıkarmak
get
sızmak
get
çanına ot tıkamak
get
hızlanmak
get
{f} gelmek

Bill ve John sohbet etmek için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar. - Bill and John like to get together once a month to chat.

Tom buraya erken gelmek isteyen kişidir. - Tom is the one who wanted to get here early.

get
gebe
get
mat etmek
get
yemek

Yakında Japon yemeklerini yemeye alışırsın. - You will soon get used to eating Japanese food.

Helen yeterince yemek yemiyor ve zayıflıyor. - Helen does not eat enough and she is getting thin.

get
ulaşmak

Tom çatıya ulaşmak için merdivene tırmandı. - Tom climbed up a ladder to get to the roof.

Adaya ulaşmak onlar için zordu. - It was hard for them to get to the island.

get
çıkarmak

Tom yedek lastiği çıkarmak için bagajı açtı. - Tom opened the trunk to get the spare tire.

Tom'u buradan çıkarmak zorundayız. - We have to get Tom out of here.

get
varmak

Ofisime varmak yaklaşık on beş dakika alır. - It takes about 15 minutes to get to my office.

Arabayla istasyondan amcamın evine varmak yaklaşık sadece beş dakika aldı. - It took only about five minutes to get to my uncle's house from the station by car.

get
hazırlamak

Annem akşam yemeğini hazırlamakla meşguldü. - Mother was busy getting ready for dinner.

Bayan West kahvaltı hazırlamakla meşgul. - Mrs. West is busy getting breakfast ready.

get
gidip almak
get
{f} yaptır+e
get
bulmak

Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor. - You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.

Neredeyse öğrenmek isteyebileceğin her dilde yerli konuşurlar tarafından hazırlanmış ses dosyalarını bulmak kolaylaşıyor. - It's getting easier to find audio files by native speakers for almost any language you might want to study.

get
{f} başlamak

İşe başlamak istiyorum. - I want to get to work.

Erken başlamak istiyorum. - I'd like to get an early start.

get
{f} açığını bulmak
get
{f} canına okumak
الإنجليزية - الإنجليزية
get
gets the object associated with the specified key in the dictionary

    الواصلة

    gets the ob·ject as·so·ci·a·ted with the spe·ci·fied key in the dic·tion·a·ry

    التركية النطق

    gets dhi ıbcekt ısōsieytıd wîdh dhi spesıfayd ki în dhi dîkşıneri

    النطق

    /ˈgets ᴛʜē əbˈʤekt əˈsōsēˌātəd wəᴛʜ ᴛʜē ˈspesəˌfīd ˈkē ən ᴛʜē ˈdəksʜəˌnerē/ /ˈɡɛts ðiː əbˈʤɛkt əˈsoʊsiːˌeɪtəd wɪð ðiː ˈspɛsəˌfaɪd ˈkiː ɪn ðiː ˈdɪkʃəˌnɛriː/
المفضلات