get the better of

listen to the pronunciation of get the better of
الإنجليزية - التركية
(Konuşma Dili) zafer kazanmak
(Konuşma Dili) üstün gelmek
galip gelmek
üstesinden gelmek
(Konuşma Dili) kazanmak
yenmek
hakkından gelmek
üstün çıkmak
alt etmek
üstün olmak
best
{i} en iyisi

Soğuk Moskova kışlarında kendi başına şapka takmak en iyisidir. - It's best to wear a cap on your head during the cold Moscow winters.

Sınavda elimden gelenin en iyisini yapacağım. - I'll do my best on the test.

best
feriştah
best
ekstra
best
yapabileceğinin en iyisi

Tom'un yapabileceğinin en iyisi bu mu? - Is this the best Tom can do?

Yapabileceğinin en iyisi bu mu? - Is that the best you could do?

best
en iyi taraf/yan/kısım
best
en
best
en çok

En çok sevdiğin birini al, hangisi olursa olsun. - Take the one you like best, whichever it is.

En çok bu kitabı seviyorum. - I like this book best.

get the better
daha iyisini al
best
{s} en iyi

Benim en iyi dostum bir kitaptır. - My best friend is a book.

Twitter'ın sloganı Dünyanızda nelerin yeni olduğunu keşfetmenin en iyi yolu.'dur. - The motto of Twitter is The best way to discover what's new in your world.

best
en iyi şekilde

Tom işi elinden gelen en iyi şekilde yaptı. - Tom did the job to the best of his ability.

O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi. - He made the best of the opportunity.

best
{f} yenmek
best
{s} (good ve well'in enüstünlük derecesi) en iyi, en hoş, en uygun
best
{s} birinci sınıf
best
{f} geçmek

Sınavı geçmek için elimden geleni yapacağım. - I will do my best to pass the examination.

Sizinle temasa geçmek için en iyi yol hangisidir? - What's the best way to get in touch with you?

best
{f} alt etmek
best
baskın çıkmak
get the better
daha iyisini almak
get the better
(deyim) get the better of someone yenmek,alt etmek,hakkından gelmek,üstün çıkmak
الإنجليزية - الإنجليزية
To overwhelm or overcome; to influence heavily; to tend to control or persuade

Many people returned to work a bit anxious, they acknowledged, but grimly determined not to let terrorists get the better of them.

win a victory over; "You must overcome all difficulties"; "defeat your enemies"; "He overcame his shyness"; "She conquered here fear of mice"; "He overcame his infirmity"; "Her anger got the better of her and she blew up
have the last laugh
best
gain an advantage over
get the better of

    الواصلة

    get the bet·ter of

    التركية النطق

    get dhi betır ıv

    المترادفات

    defeat, overpower

    النطق

    /ˈget ᴛʜē ˈbetər əv/ /ˈɡɛt ðiː ˈbɛtɜr əv/
المفضلات