Bir kimsenin yüzü karakteri hakkında çok şey söyler.
- Das Gesicht einer Person sagt viel über ihren Charakter aus.
Yüzüne bakınca benden bir şeyler gizlediğini anladım.
- Als ich ihm ins Gesicht sah, merkte ich, dass er mir etwas verheimlichte.
Yüzüne bakınca benden bir şeyler gizlediğini anladım.
- Als ich ihm ins Gesicht sah, merkte ich, dass er mir etwas verheimlichte.
Tanıdık bir sima görmek güzel.
- Es ist schön, ein bekanntes Gesicht zu sehen.
Yüzüne bakınca benden bir şeyler gizlediğini anladım.
- Als ich ihm ins Gesicht sah, merkte ich, dass er mir etwas verheimlichte.
Esmer tenli tıknaz bir adam Mary'nin el çantasını kaptı ve kalabalığa doğru ortadan kayboldu.
- A stocky man with a swarthy complexion snatched Mary's handbag and disappeared into the crowd.
Soluk tenli uzun boylu bir adam odaya girdi ve Tom'un yanına oturdu.
- A tall man with a sallow complexion walked into the room and sat down next to Tom.