geschadet

listen to the pronunciation of geschadet
ألمانية - التركية
zarar
الإنجليزية - التركية

تعريف geschadet في الإنجليزية التركية القاموس.

hurt
{f} ağrımak
damaged
{s} hasarlı

Hasarlı bagaj için hiç tazminat aldın mı? - Did you receive any compensation for the damaged luggage?

Hasarlı saygınlığını onarmayı denedim. - I tried to repair his damaged prestige.

hurt
{i} yaralı

Tom yaralı tek kişiydi. - Tom was the only one hurt.

Tom'un yaralı olduğunu anlıyorum. - I understand that Tom is hurt.

damaged
bozulmuş
damaged
zarar verilmiş
damaged
hasara uğramak
hurt
ağrıtmak
hurt
zedelemek (bir uzvu)
hurt
ziyan
damaged
zarar görmüş

Zarar görmüş itibarını tamir etmeye çalıştım. - I tried to repair his damaged prestige.

Çatı fırtınadan zarar görmüştü. - The roof was damaged by the storm.

damaged
{f} hasar ver

Kasırga küçük eve hasar verdi. - The hurricane damaged the small house.

Elektrik kesintileri bilgisayara hasar verdi. - The power cuts damaged the computer.

damaged
zarar ver

Tayfun tarafından çatımıza zarar verildi. - We got our roof damaged by the typhoon.

Kuraklık oradaki tüm ürünlere zarar verdi. - The drought damaged all the crops there.

damaged
{s} bozuk
damaged
{f} zarar ver: adj.zarar görm
damaged
{s} ezik ve çürük içinde
damaged
{f} hasar ver: adj.hasarlı
damaged
{s} mahvolmuş
ألمانية - الإنجليزية
damaged
done damage
derogated
harmed
hurt
impaired
Harte Arbeit hat noch niemandem geschadet.
Hard work never did anyone any harm