I'd like three twenties, six fives, and the rest in ones.
- Üç yirmilik, altı beşlik ve gerisini birlik istiyorum.
I will tell you the rest tomorrow.
- Gerisini sana yarın anlatacağım.
He left Japan never to come back.
- O asla geri dönmemek üzere Japonya'dan ayrıldı.
Ask her when she comes back.
- O geri döndüğünde ona sor.
My interest is in the future because I'm going to spend the rest of my life there.
- Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.
I put the rest of your clothes in the laundry.
- Elbiselerinin geriye kalanını çamaşırhaneye koydum.
Tom always looks in the rearview mirror before he backs up.
- Tom her zaman geri gitmeden önce dikiz aynasına bakar.
Tom started the car and put it in reverse.
- Tom arabayı çalıştırdı ve onu geri vitese aldı.
He's behind the times in his methods.
- O metotlarında zamanın gerisindedir.
The bus was behind schedule.
- Otobüs tarifenin gerisindeydi.
Tom is back in his office.
- Tom ofisine geri döndü.
I will be back in two week's time.
- İki haftalık süre içinde geri döneceğim.
The actress fell backward over the stage.
- Aktris, sahne üzerinde geriye düştü.
Tom took a step backward.
- Tom geriye doğru bir adım attı.
Tom bends over backwards to please Mary.
- Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir.
Tom stepped backwards.
- Tom geriye adım attı.
In hindsight, this was a mistake.
- Geriye dönüp baktığımda, bu bir hataydı.
This watch is ten minutes slow.
- Bu saat on dakika geridir.
The clock is ten minutes slow.
- Saat on dakika geri kalmış.
In the end, the Germans were forced to withdraw.
- Sonunda, Almanlar geri çekilmeye zorlandı.
She will return within an hour.
- O bir saat içinde geri dönecektir.