gerinme

listen to the pronunciation of gerinme
التركية - الإنجليزية
stretch

I want to get out of the car and stretch. - Arabadan çıkmak ve gerinmek istiyorum.

Tom stopped stretching. - Tom gerinmeyi durdurdu.

stretching

Tom stopped stretching. - Tom gerinmeyi durdurdu.

I like doing stretching exercises at dusk. - Akşam karanlığında gerinme egzersizleri yapmayı seviyorum.

(İnşaat) strain
gerinmek
stretch

I want to get out of the car and stretch. - Arabadan çıkmak ve gerinmek istiyorum.

gerinmek
stretch oneself
gerin
Stretch
gerinmek
(for someone, an animal) to stretch. gerine gerine
gerinmek
with stretching movements
gerinmek
give oneself a stretch
gerinmek
have a stretch
gerinmek
to stretch oneself
gerinmek
stretch oneself out
gerinmek
swelling out one's chest, puffily
التركية - التركية
Gerinmek işi
Gerinmek
(Osmanlı Dönemi) TEMEDDÜD
gerinmek
Rahatlık, mutluluk, övünç duymak: "Çapkın delikanlının hareketlerini ciddiye alan genç kız tatlı tatlı gerinirken kuru dudaklarından mesut tebessümler uçuşuyordu."- H. Taner
gerinmek
Rahatlık, mutluluk, övünç duymak
gerinmek
Yatakta uzun uzun gerindi, esnedi."- A. İlhan
gerinmek
Kolları açarak, gövdeyi gergin bir duruma sokmak
gerinmek
Kolları açarak, gövdeyi gergin bir duruma sokmak: "Geç uyanmıştı, geç ve güç
gerinme
المفضلات