Their marriage has been strained lately because of financial problems.
- Mali sıkıntılar nedeniyle evlilikleri son zamanlarda gerildi.
His weight strained the rope.
- Onun ağırlığı ipi gerdi.
Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.
- Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
I can't stretch my right arm.
- Sağ kolumu geremiyorum.
Tom says that he always feels tense when Mary is in the room.
- Mary odada iken, Tom her zaman gergin hissettiğini söylüyor.
The atmosphere in Washington became very tense.
- Washington'daki atmosfer çok gergin oldu.
Relax. You're all tensed up.
- Rahatlayın. Hepiniz gerginsiniz.
The atmosphere became strained when he came.
- O geldiğinde ortam gerginleşti.
Tom has been under a lot of strain recently.
- Tom son zamanlarda çok fazla gergin.
Dad stretched after dinner.
- Babam akşam yemeğinden sonra gerindi.
He stretched and took a deep breath.
- Gerindi ve derin bir nefes aldı.
He has completely recovered and can go back to work.
- Tom tamamen iyileşti ve işe geri gidebilir.
It took me a whole year to recover my health.
- Sağlığımı geri kazanmak tam bir yılımı aldı.
Mongolian nomads live in gers.