geri dönmek

listen to the pronunciation of geri dönmek
التركية - الإنجليزية
return

Her one wish was to return and see her only daughter one last time. - Onun tek isteği, geri dönmek ve tek kızını son bir kez görmekti.

In order to return to our era, what should we do? - Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?

revert
regain
cut back
fetch up
backtrack
(Latin) averto
start back
go back

Tom had to go back to Boston. - Tom Boston'a geri dönmek zorunda kaldı.

Do you think I'm too old to go back to school? - Benim okula geri dönmek için çok fazla yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?

come back

If you don't want to come back, I'll understand. - Geri dönmek istemiyorsan, anlarım.

We'll have to come back. - Geri dönmek zorunda kalacağız.

get back

Tom asked Mary to stay, but she had to get back to work. - Tom Mary'den kalmasını rica etti fakat o işe geri dönmek zorundaydı.

The last time I called her she told me that she wants to get back to Italy. - Onu son kez aradığımda, bana İtalya'ya geri dönmek istediğini söyledi.

(Politika, Siyaset) retail
(tazı) hark back
return to

I want to return to work. - İşe geri dönmek istiyorum.

In order to return to our era, what should we do? - Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?

to come back, to return, to get back
turn back

We're going to have to turn back. - Geri dönmek zorunda kalacağız.

It's too late to turn back now. - Şimdi geri dönmek için çok geç.

to come back, go back, return
put back
(Dilbilim) bring back
head back

Turkish envoy heads back to united states.

be back

Tom wants you to know we intend to be back. - Tom geri dönmek niyetinde olduğumuzu bilmeni istiyor.

When do you have to be back in Boston? - Boston'a ne zaman geri dönmek zorundasın?

revert back to
rejoin
wind
geri dön
turn away
geri dönme
{i} return

In 1900 he left England, never to return. - 1900 yılında İngiltere'den ayrıldı, asla geri dönmedi.

It's unlikely that Tom will ever return home. - Tom'un eve geri dönmesi olası değil.

geri dönme
reversal
geri dön
(Bilgisayar) go back

Tom will go back home soon. - Tom yakında eve geri dönecek.

Let's go back before it begins to rain. - Yağmur başlamadan önce geri dönelim.

geri dön
(Bilgisayar) revert
geri dön
(Bilgisayar) go back to

Go back to your seat. - Koltuğunuza geri dönün.

Tom had to go back to Boston. - Tom Boston'a geri dönmek zorunda kaldı.

geri dönme
(Bilgisayar) bounce
geri dönme
regression
geri dönme
(Kanun) withdrawal
geri dönme
(Tıp) recovery
ilkel haline geri dönmek
revert
geri dön
got back
geri dön
get back

Tom has to get back to work. - Tom işe geri dönmek zorunda.

I wish I'd get back to my childhood again. - Keşke tekrar çocukluğuma geri dönsem.

geri dön
{f} returning

Tom will be returning soon. - Tom yakında geri dönecek.

There is no returning to our younger days. - Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.

geri dön
backtrack
geri dön
{f} return

After a long absence, he returned home. - Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.

When will you return? - Ne zaman geri döneceksin?

geri dön
turn about
geri dön
{f} returned

He returned to Japan. - O, Japonya'ya geri döndü.

He returned home three hours later. - Üç saat sonra eve geri döndü.

geri dön
back to top
geri dönme
failback
aynı yoldan geri dönmek
backtrack
geldiği yoldan geri dönmek
retrace one's steps
geri dön
backslide
geri dönme
turning back
geri dönme
retrocession
hızla geri dönmek
double back
işe geri dönmek
get back to the grindstone
ters yüzü geri dönmek
to come/go back empty-handed
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) FEZR
(Osmanlı Dönemi) TAAVVÜD
rücu etmek
çark etmek
tornistan etmek
geri dönmek
المفضلات