geri dönebilen

listen to the pronunciation of geri dönebilen
التركية - الإنجليزية
reversing
present participle of reverse
Serving to effect reversal, as of motion; capable of being reversed
geri dön
turn away
geri dön
(Bilgisayar) go back

Tom had to go back to Boston. - Tom Boston'a geri dönmek zorunda kaldı.

Let's go back before it begins to rain. - Yağmur başlamadan önce geri dönelim.

geri dön
(Bilgisayar) revert
geri dön
(Bilgisayar) go back to

Do you think I'm too old to go back to school? - Benim okula geri dönmek için çok fazla yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?

Tom certainly wouldn't be pleased if Mary decided to go back to work. - Mary işe geri dönmeye karar verse, Tom kesinlikle memnun olmaz.

geri dön
got back
geri dön
get back

Tom has to get back to work. - Tom işe geri dönmek zorunda.

I'll stay here till you get back. - Sen geri dönünceye kadar burada bekleyeceğim.

geri dön
{f} returning

Tom will be returning soon. - Tom yakında geri dönecek.

He is returning to this city. - O bu şehre geri dönüyor.

geri dön
backtrack
geri dön
{f} return

He returned to Japan. - O, Japonya'ya geri döndü.

In order to return to our era, what should we do? - Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?

geri dön
turn about
geri dön
{f} returned

He returned home three hours later. - Üç saat sonra eve geri döndü.

After a long absence, he returned home. - Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.

geri dön
back to top
geri dön
backslide
geri dönebilen
المفضلات