gereklilikleri

listen to the pronunciation of gereklilikleri
التركية - الإنجليزية
requirements
Limitations
Independent components of the degree program that must be completed
Optional
"Performance standards associated with specific and measurable customer needs; the "it" in 'do it right the first time '" (AT&T)
The ability of an item to perform a required function under stated conditions for a stated period of time
Plural of requirement
Expectations that a program must meet Often identified by a designer using a technique such as use cases and embodied in a program's promises or guarantees
Special features may be needed to run correctly the file Some comments specify what services are expected from the printer (e g , fonts, duplex printing, color etc ), and other what features are provided by the file itself (e g , fonts, procsets etc ), so that a print manager can decide that a file cannot be printed on that printer, or that it is possible if the file is slightly modified (e g , adding a required font not known by the printer) etc
the buyer's definition of desired specifications
The parameters placed on the development of a product or system The requirements include the safety needs, the physical laws that will limit the development of an idea, the available resources, the cultural norms, and the use of criteria and constraints
A set of conditions that must be met in order to do something, such as be accepted to a college, complete a degree, etc
something that you need (e g You must meet the requirements in order to join the club )
a specification of the task a program should perform
Requirements are a "must" for everyone, whether creating official or personal pages There are certain legal and ethical issues as well as requirements stipulated by the CWIS Steering Committee which must be complied with Please read the relevant pages carefully to ensure that you understand their contents
PocketPC2000,PocketPC2002, Edictionary Reader
None
A set of characteristics or distinguishing features that is obligatory or a necessity In engineering, requirements are established to meet operational needs and comply with applicable policy and practices
Windows '95/'98/NT
Conditions which must be satisfied before a title insurance policy will be issued insuring marketable title to a parcel of real property
A discipline in the software-engineering process, whose purpose is to define what the system should do The most significant activities are to develop a vision, a use-case model, and supplementary specifications 1
gerek
need

At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand. - Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.

I need medicine. Where is the pharmacy? - Bana ilaç gerek. Eczane nerede?

gerek
whether or

Tom wasn't certain whether or not he should tell Mary. - Tom Mary'ye söylemesi gerekip gerekmediğinden emin değildi.

I wondered whether or not Tom had told Mary she didn't need to do that. - Tom'un Mary'ye bunu yapması gerekmediğini söyleyip söylemediğini merak ettim.

gerek
demand

This problem demands immediate attention. - Bu soruna hemen dikkat edilmesi gerekir.

He demanded that I should pay the money at once. - Parayı bir kerede ödemem gerektiğini talep etti.

gerek
want

It is not necessary for you to take his advice if you don't want to. - Siz istemiyorsanız onun tavsiyesini almanıza gerek yok.

Your shoes want mending. - Ayakkabılarının tamir edilmesi gerekiyor.

gerek
concern

The existing law concerning car accidents requires amending. - Araba kazaları ile ilgili mevcut yasa değişiklikler gerektirir.

Should we be concerned? - Endişeli olmamız gerekiyor mu?

gerek
occasion
gerek
ought

You ought to have known that he was sick in bed. - Onun yatakta hasta olduğunu bilmen gerekirdi.

You ought to be on time if you start now. - Eğer şimdi başlarsan vaktinde varman gerekir.

gerek
requirement

In my opinion, happiness has a few fundamental requirements. - Bana göre, mutluluğun birkaç temel gereksinimi var.

Tom didn't find anyone who met the requirements. - Tom gereksinimleri karşılayan birini bulamadı.

gerek
involvement
gerek
required to

Am I required to get a visa? - Vize almam gerekiyor mu?

The Romans would never have had the chance to conquer the world if they had first been required to study Latin. - Romalılar ilk önce Latince çalışması gerekli olsaydı, asla dünyayı fethetme şansları olmazdı.

gerek
(Nükleer Bilimler) necessary

I find it necessary to be able to say what I feel. - Ne hissettiğimi söyleyebilmeyi gerekli buluyorum.

It is necessary that every member observe these rules. - Her üyenin bu kurallara uyması gereklidir.

gerek
the need
gerek
necessity, need, requirement; necessary, needed; whether ... or
gerek
exigence
gerek
both ... and: Gerek annesi, gerek babası aynı yerdendirler. Both his mother and his father are from the same place
gerek
whether ... or: Gerek ben gideyim, gerek siz gidin, gerek o gitsin, farketmez. Whether it is I or you or he who goes, it does not make any difference
gerek
requisition
gerek
necessity

There is no necessity for you to do that. - Onu yapmana gerek yok.

Art is not a luxury, but a necessity. - Sanat bir lüks değil fakat bir gerekliliktir.

gerek
exigency
gerek
repeated, preceding nouns or phrases in parallel position
gerek
pinch

You'll get used to living alone in a pinch. - Gerektiğinde yalnız yaşamaya alışacaksın.

This will come in handy in a pinch. - Bu gerektiğinde işe yarayacak.

pazar gereklilikleri
(Ticaret) market requirements
التركية - التركية

تعريف gereklilikleri في التركية التركية القاموس.

Gerek
(Hukuk) İKTİZA
gerek
Kelimeleri, kelime öbeklerini, görevdeş ögeleri birleştirme, eşitlik, istenileni seçme gibi anlamlar katarak bağlar
gerek
Bir şeyin yapılabilmesinin veya olabilmesinin bağlı olduğu (şey), lazım: "Mecnunlara Leylâ gerek, bana seni gerek seni."- Yunus Emre
gerek
Güçlü ihtimal belirtir
gerek
İcap

Bu yalnızca biraz istikrar icap ettirir. - Bu sadece biraz kararlılık gerektirir.

gerek
Bir şeyin yapılabilmesinin veya olabilmesinin bağlı olduğu (şey), lâzım
gerek
Kelimeleri, kelime öbeklerini, görevdeş ögeleri birleştirme, eşitlik, istenileni seçme gibi anlamlar katarak bağlar: "Gerek baba, gerek de ana tarafından sofuluk göreneğine vâris olmadım."- Y. K. Beyatlı. İcap: "... millî güvenlik gereklerinin ihlal edilmesi ... hâlinde belirli bir toplantı ve gösteri yürüyüşünü yasaklayabilir."- Anayasa
gerek
Güçlü ihtimal belirtir: "Bunların bir bildikleri olsa gerek."- M. Ş. Esendal
gereklilikleri
المفضلات