Your outrage is completely justified.
- Sizin hakaretiniz tamamen gerekçeli.
I need no justification for my actions.
- Eylemlerim için hiçbir gerekçeye ihtiyacım yok.
The reason which he gave is hard to understand.
- Söylediği gerekçeyi anlamak zor.
Tom now has a good reason to be happy.
- Tom'un şimdi mutlu olmak için iyi bir gerekçesi var.
Try and come up with a more reasonable excuse next time.
- Bir dahaki sefere daha mantıklı bir gerekçe bulmayı dene.
There is no excuse for such behavior.
- Bu tür bir davranış için hiçbir gerekçe yoktur.
The clerk was dismissed on the grounds of her rude manners.
- Memur kaba davranışları gerekçesiyle görevden alındı .
He was fired on the grounds that he was lazy.
- O tembel olduğu gerekçesiyle kovuldu.