The atmosphere became strained when he came.
- O geldiğinde ortam gerginleşti.
His weight strained the rope.
- Onun ağırlığı ipi gerdi.
Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.
- Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
Dad stretched after dinner.
- Babam akşam yemeğinden sonra gerindi.
The atmosphere in Washington became very tense.
- Washington'daki atmosfer çok gergin oldu.
What Jane said made the atmosphere less tense.
- Jane'in söylediği ortamı daha az gerdi.
Relax. You're all tensed up.
- Rahatlayın. Hepiniz gerginsiniz.
Tom has been under a lot of strain recently.
- Tom son zamanlarda çok fazla gergin.
Great strain was put on Tom and Mary's marriage by the constant meddling of Mary's mother.
- Mary'nin annesinin sürekli karışmasından Tom ve Mary'nin evliliğine büyük bir gerginlik konuldu.
He stretched and took a deep breath.
- Gerindi ve derin bir nefes aldı.
Dad stretched after dinner.
- Babam akşam yemeğinden sonra gerindi.
He has completely recovered and can go back to work.
- Tom tamamen iyileşti ve işe geri gidebilir.
He soon recovered his composure.
- Kısa sürede soğukkanlılığını geri kazandı.
Mongolian nomads live in gers.