ger

listen to the pronunciation of ger
التركية - الإنجليزية
{f} strained

The atmosphere became strained when he came. - O geldiğinde ortam gerginleşti.

Their marriage has been strained lately because of financial problems. - Mali sıkıntılar nedeniyle evlilikleri son zamanlarda gerildi.

stretch out
{f} stretch

Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs. - Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.

I can't stretch my right arm. - Sağ kolumu geremiyorum.

{f} tense

In the most thrilling moment, everyone looked very tense. - En heyecanlı anda herkes çok gergin görünüyordu.

What Jane said made the atmosphere less tense. - Jane'in söylediği ortamı daha az gerdi.

{f} straining
{f} tensed

Relax. You're all tensed up. - Rahatlayın. Hepiniz gerginsiniz.

{f} strain

The atmosphere became strained when he came. - O geldiğinde ortam gerginleşti.

Tom has been under a lot of strain recently. - Tom son zamanlarda çok fazla gergin.

{f} stretched

My father stretched after dinner. - Babam akşam yemeğinden sonra gerildi.

The cat was lying stretched out at full length in the sunlight streaming through the window. - Kedi, pencereden giren güneş ışığında boylu boyunca gerinerek uzanıyordu.

tense up
recover

Though the doctor did his best, the patient's recovery was slow. - Doktor elinden geleni yapmasına rağmen hastanın iyileşmesi yavaş gerçekleşti.

He soon recovered his composure. - Kısa sürede soğukkanlılığını geri kazandı.

yoğunlaşma izi: bazı şartlar altında uçuş halindeki bir füze veya diğer araç ger
(Askeri) condensation trail
الإنجليزية - الإنجليزية
v do [ON gera]
in the Torah, the term applied to the resident non-Israelite who could no longer count on the protection of his erstwhile tribe or society (language=Ivrit) ["A Modern Commentary," Rabbi Gunther Plaut]
form of a verb which acts as a noun (Grammar)
Traditional housing of the Mongolians A round, felt tent Especially in the countryside this is the most comen housing
German
gerund
Léger
French artist. An early cubist who worked in bright flat colors, Léger incorporated industrial and mechanical images into his work
الإنجليزية - التركية
İskeleti tahtadan ve kalın maddelerden oluşan,kolayca inşa edilebilen ve atla bile taşınabilen at şeklinde çadır ev

Mongolian nomads live in gers.

ger
المفضلات