Tom nazikçe Mary'ye sarıldı.
- Tom gently hugged Mary.
Tom nazikçe Mary'yi dürttü.
- Tom gently nudged Mary.
Tom kızını alnından kibarca öptü.
- Tom gently kissed his daughter on the forehead.
Tom Mary'nin kolunu kibarca sıktı.
- Tom squeezed Mary's arm gently.
O gece yavaşça onun tenini okşadım.
- That night, I gently stroked her skin.
Tom kapıyı yavaşça ama sıkı bir biçimde kapattı.
- Tom shut the door gently but firmly.
Rüzgar ağaçlara usulca dokundu.
- The wind gently kissed the trees.
Rüzgar ağaçlara usulca dokundu.
- The wind gently kissed the trees.
O, çocuğu yumuşak bir biçimde yere yatırdı.
- She laid the child down gently.
Onun nazik bir kalbi vardı.
- She has a gentle heart.
Bay Hawk nazik bir beyefendidir.
- Mr. Hawk is a kind gentleman.
Sir Harold kibar bir İngiliz beyefendisi.
- Sir Harold is a fine English gentleman.
Mary bebek kız kardeşine karşı çok kibardır.
- Mary is very gentle with her baby sister.
Tom sevgi dolu ve şefkatli bir beyefendi.
- Tom is a loving and caring gentleman.
Yaşlandıkça, daha hoşgörülü oldu.
- As he grew older, he became gentler.
O, kapıyı hafifçe itti.
- She gave the door a gentle push.
Tom, Mary'yi yavaşça itti.
- Tom gave Mary a gentle push.
Çocuklarla yumuşak bir sesle konuştu.
- She spoke to the children in a gentle voice.
Yumuşak bir rüzgar esiyor.
- A gentle wind is blowing.
... gently toned down. ...
... All: ROW ROW ROW YOUR BOAT GENTLY DOWN THE STREAM ...