Onun davranışları bir centilmen tavrı değildir.
- His manners are not those of a gentleman.
O gerçek bir centilmen.
- He is a real gentleman.
O mükemmel bir beyefendi.
- He is a perfect gentleman.
O, Amerikalı bir beyefendi değil mi?
- Isn't he an American gentleman?
İstasyonda güvenilir bir beyefendiyle karşılaştım.
- I met a certain gentleman at the station.
O mükemmel bir beyefendi.
- He is a perfect gentleman.
Gerçek bir beyefendi bir bayanı bekletmemeli.
- A true gentleman must not keep a lady waiting.
O bir bayan olduğu için, bu yüzden o bir beyefendi.
- As she is a lady, so he is a gentleman.
Sen bir beyefendi ve bir bilim adamısın.
- You're a gentleman and a scholar.
Adamı örnek bir beyefendi olarak tanımladı.
- He described the man as a model gentleman.
Soylu erkek isyanda bir köle tarafından öldürüldü.
- The gentleman was killed by a slave in revolt.
Fancy a pint, me old mucker?.
How my bitches been doin'?.
Ob-la-di, ob-la-da, life goes on, bra, la-la how the life goes on ~ Lennon/McCartney, Ob-La-Di, Ob-La-Da, 1968.
Latrobe had extensive dealings with Jefferson, the most prominent gentleman-architect in the United States.
... OK, the gentleman in the first row. ...
... a 23-year-old gentleman looked up and asked the question, "Does the moon also fall?" ...