New technologies are being developed that will be able to control how genes express themselves.
- Genlerin kendilerini nasıl ifade ettiklerini kontrol altına alabilecek yeni teknolojiler geliştiriliyor.
If you could choose the genes for your children, would you?
- Çocukların için genleri seçebilseydin, seçer miydin?
The Mississippi River is deep and wide.
- Mississippi Nehri derin ve geniştir.
The streets of New York are very wide.
- New York'un caddeleri çok geniştir.
I am told he has a broad back.
- Bana onun geniş bir arkası olduğu söylendi.
He has broad shoulders.
- Onun geniş omuzları vardı.
What's the width of this road?
- Bu yolun genişliği nedir?
To calculate the capacity, multiply the length by the width by the depth.
- Kapasiteyi hesaplamak için, uzunluğu genişlikle derinlikle çarpın.
Lemma 5 cannot be generalized to arbitrary artinian rings.
- Lemma 5 gelişigüzel seçilmiş Artin halkaları ile genellenemez
General Motors laid off 76,000 workers.
- General Motors 76,000 işçisini işten çıkardı.
Usually, I'll be gone before the morning light.
- Genellikle, sabah ışığından önce gitmiş olurum.
In America 'rebate' is widely recognized, generally as an incentive where makers give back directly to consumers.
- In the United States the word 'rebate' is widely recognized, generally as an incentive where makers give back directly to consumers.
In the United States the word 'rebate' is widely recognized, generally as an incentive where makers give back directly to consumers.
- In America 'rebate' is widely recognized, generally as an incentive where makers give back directly to consumers.
New York'un caddeleri çok geniş.
- New York'un caddeleri çok geniştir.
New York'un caddeleri çok geniştir.
- New York'un caddeleri çok geniş.
Onların eski nesille hiç ortak yanları yok.
- They have nothing in common with the older generation.
Tom eski neslin bir üyesi olduğunu itiraf etmekten nefret ediyor.
- Tom hates to admit that he's a member of the older generation.
Japon öğrencilerinin genel kültür bilgisinden etkilendim.
- I was impressed by the general knowledge of Japanese students.
Bilgisayarı bozdun. Aferin, dahi.
- You broke the computer. Nice going, genius.