genin

listen to the pronunciation of genin
التركية - الإنجليزية
gene
gen
wide

When Columbus discovered America, bison (American buffalo) inhabited a wide-ranging area. - Columbus Amerika'yı keşfettiği zaman, bizon ( Amerikan mandası ) geniş bir alanda yaşıyordu.

The Mississippi River is deep and wide. - Mississippi Nehri derin ve geniştir.

gen
broad

Good movies broaden your horizons. - İyi filmler ufkunuzu genişletir.

Jim has broad shoulders. - Jim'in geniş omuzları var.

gen
recess
gen
(Bilgisayar) width

The road is ten feet in width. - Yol on fit genişliğinde.

The width of the road is insufficient for safe driving. - Yolun genişliği güvenli sürüş için yetersiz.

gen
gene

The labor unions had been threatening the government with a general strike. - İşçi sendikaları hükümeti genel grevle tehdit etmekteydi.

General Motors laid off 76,000 workers. - General Motors 76,000 işçisini işten çıkardı.

gen
broad, wide " geniş; (tarla) unploughed
gen
biol. gene
gen
gon

Usually, I'll be gone before the morning light. - Genellikle, sabah ışığından önce gitmiş olurum.

gen
misgiving
gen
smatter
gen
slipway
gen
sanction
gen
insomuch
gen
temporality
gen
bilbo
gen
liven
gen
sulk
gen
whisker
الإنجليزية - الإنجليزية
The steroid-related portion of some types of glycosides
-genin
Used to form words indicating steroids
gen
information
gen
generation
gen
genitive
gen
gender
gen
general, generally
gen
genus
gen
General

In general, men are taller than women. - Generally, men are taller than women.

He was a general in the Second World War. - He was a general in WWII.

Gen
A Niger-Congo language of Togo
Gen
Gen. is a written abbreviation for General. Gen. de Gaulle sensed that nuclear weapons would fundamentally change the nature of international relations. the written abbreviation of General. information gen on. genned genning gen up to learn a lot of information about something for a particular purpose gen up on
Gen
ark
gen
Fanfiction that does not specifically focus on romance
gen
informal term for information; "give me the gen on your new line of computers
gen
{i} general information (Slang)
gen
A suffix used in scientific words in the sense of producing, generating: as, amphigen, amidogen, halogen
gen
informal term for information; "give me the gen on your new line of computers"
gen
X An expert system expert-system developed by General Electric
gen
genitive case
gen
General terms, which may apply to various areas of energy, particularly renewable energy technologies
gen
adv: yet, now, still, again; further, besides, moreover 734
gen
Generator
gen
A suffix meaning produced, generated; as, exogen
التركية - التركية

تعريف genin في التركية التركية القاموس.

gen
İçinde bulunduğu hücre veya organizmaya özel bir etkisi olan, kuşaktan kuşağa ve hücreden hücreye geçen kalıtımsal öge, jen: "Eşref Şefik, köklü bir İstanbul ailesinin genleri ile bu akıcı konuşma diline egemendi."- H. Taner
Gen
jen
gen
Bir süre sürülmeyerek boş bırakılmış (tarla)
gen
Kuşaktan kuşağa ve hücreden hücreye geçen kalıtımsalöge
gen
İçinde bulunduğu hücre veya organizmada özel bir etkisi olan, kuşaktan kuşağa ve hücreden hücreye geçen kalıtımsal öge
gen
Kalıtım, soya çekim
gen
Üçgen, dörtgen gibi geometri terimlerinde "kenarlı" anlamıyla kullanılmıştır
gen
Bir süre sürülmeyerek boş bırakılmış (tarla): "Yurdumuzun neresinde işlenmemiş bir parça toprak, gen bir tarla görsem seni anarım."- N. Cumalı. İçinde bulunduğu hücre veya organizmada özel bir etkisi olan, kuşaktan kuşağa ve hücreden hücreye geçen kalıtımsal öge: "Eşref Şefik, köklü bir İstanbul ailesinin genleri ile bu akıcı konuşma diline egemendi."- H. Taner
gen
Geniş. Üçgen, dörtgen gibi geometri terimlerinde "kenarlı" anlamıyla kullanılmıştır
gen
Geniş

New York'un caddeleri çok geniş. - New York'un caddeleri çok geniştir.

New York'un caddeleri çok geniştir. - New York'un caddeleri çok geniş.

gen
Bir süre sürülmeyerek boş bırakılmış tarla
gen
işlenmemiş bakır
الإنجليزية - التركية

تعريف genin في الإنجليزية التركية القاموس.

gen
bilgi vermek
gen
malumat
gen
esk

Bu eski gelenekler nesilden nesile devredilmiştir. - These old customs have been handed down from generation to generation.

Tom eski neslin bir üyesi olduğunu itiraf etmekten nefret ediyor. - Tom hates to admit that he's a member of the older generation.

gen
tam bilgi
gen
doğru haber
gen
{i} bilgi

Japon öğrencilerinin genel kültür bilgisinden etkilendim. - I was impressed by the general knowledge of Japanese students.

Bilgisayarı bozdun. Aferin, dahi. - You broke the computer. Nice going, genius.

gen
gen bilgilen/bilgilendir
gen
{i} doğru bilgi
gen
{i} haber
genin
المفضلات