As regards result, you don't have to worry.
- Sonuca gelince, endişelenmek zorunda değilsin.
As for me, instead of trying to be a cool, international man, I would like to be an open-minded earth person.
- Bana gelince, uluslar arası klas bir insan olmaya çabalamak yerine, açık fikirli bir dünya insanı olmak istiyorum.
As for living in Japan, I have nothing to complain about.
- Japonya'da yaşamaya gelince, şikâyet edecek bir şeyim yok.
We differed as to the solution to the problem.
- Biz, sorunun çözümüne gelince farklılık gösterdik.
It's a tossup as to who will win; both teams are about the same in quality.
- Kimin kazanacağına gelince bir şanstır; her iki takım da kalite olarak aynıdır.
I came to Japan from China.
- Çin'den Japonya'ya geldim.
What came first? The egg or the hen?
- Hangisi ilk olarak geldi? Yumurta mı yoksa tavuk mu?
Do you want to come with us?
- Bizimle gelmek ister misiniz?
Did you come by yourself today?
- Bugün tek başına mı geldin?
Social order does not come from nature. It is founded on customs.
- Toplumsal düzen doğadan gelmez. Gelenekler üzerine kurulmuştur.
Susan found out where the puppy had come from.
- Susan köpeğin nereden geldiğini öğrendi.
Look out! There's a truck coming!
- Dikkat! Buraya gelen bir kamyon var!
Please pardon me for coming late.
- Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet.
These flowers come from Holland.
- Bu çiçekler Hollanda’dan geliyor.
He came bearing a large bunch of flowers.
- O, büyük bir demet çiçek taşıyarak geldi.
O, saçına jöle sürer.
- Tom puts gel in his hair.
Tom saçına jöle çaldı.
- Tom put gel in his hair.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
- I make panna cotta without using gelatin.