ألمانية - التركية
تعريف geliebt في ألمانية التركية القاموس.
- sevgili
الإنجليزية - التركية
تعريف geliebt في الإنجليزية التركية القاموس.
- beloved
- {i} sevgili
Benim sevgilim bahçesine gelsin ve elma ağaçlarının meyvesini yesin.
-Let my beloved come into his garden, and eat the fruit of his apple trees.
En sevgili oğlunu kaybetti.
-He lost his most beloved son.
- dear
- {i} sevimli kimse
- beloved
- {s} sevilen
Sevilen kişi olmadan hayatın hiç anlamı yoktur.
-Life without beloved person has no sense.
Hiçbir şey birinin boşa yaptığı kadar sevilen değildir.
-Nothing is as beloved as what one does in vain.
- dear
- tatlım
Merhaba, canım, sevgilim, tatlım, kaderim. Günün nasıldı?
-Hi, my dear, my darling, my honey, my destiny. How was your day?
- dear
- (Ticaret) fiyatı yüksek
- beloved
- canım
- beloved
- aziz
- beloved
- {i} can
- dear
- {s} kıymetli
- beloved
- aziz/sevgili
- dear
- (zarf) içtenlikle, samimi olarak; pahalıya
- dear
- {s} değerli, kıymetli
- dear
- {ü} hay allah
- dear
- pahalıya
المصطلحات ذات الصلة
ألمانية - الإنجليزية
تعريف geliebt في ألمانية الإنجليزية القاموس.
- beloved
- loved
Better to be hated for who you are than loved for who you're not.
-Lieber für das gehasst werden, was man ist, als geliebt werden für das, was man nicht ist.
She's loved by her friends.
-Sie wird von ihren Freunden geliebt.
- dear
- abgöttisch/über alles geliebt
- idolized
- abgöttisch/über alles geliebt
- adored
- abgöttisch/über alles geliebt
- idolised
- er/sie hat/hatte geliebt
- he/she has/had loved