We could all see it coming, couldn't we?
- Hepimiz onun gelişini gördük, değil mi?
I'm looking forward to your coming to Japan.
- Japonya'ya gelişini dört gözle bekliyorum.
Ken is waiting for the arrival of the train.
- Ken trenin gelişini bekliyor.
Keiko informed him of her safe arrival.
- Keiko onun güvenli bir şekilde gelişini ona bildirdi.
Trade between the two countries has been steadily growing.
- İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
After First Contact, the material and spiritual development of humanity flourished.
- İlk temastan sonra, insanlığın maddesel ve ruhsal gelişimi ilerledi.
The fine arts flourished in Italy in the 15th century.
- Güzel sanatlar on beşinci yüzyılda İtalya'da gelişti.
The advent of the euro is the beacon for the new millennium.
- Euronun gelişi yeni binyılın işaretidir.
The tribe wasn't delighted about the advent of the peacemaker.
- Kabile arabulucunun gelişi hakkında memnun değildi.