Many efforts have been make to develop market for imports.
- İthalatlar için pazarlar geliştirmek için epeyce çaba sarfedilmektedir.
The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
- Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
Tom really wants to improve.
- Tom gerçekten geliştirmek istiyor.
Tom is working hard to improve his English.
- Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.
All you have to do is to cultivate the ability to put yourself in the other fellow's place.
- Tek yapmanız gereken, kendinizi diğer arkadaşın yerine koyma yeteneğini geliştirmek.
Sports are effective to cultivate friendship.
- Sporlar dostluk geliştirmek için etkilidir.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
I want to better myself.
- Kendimi geliştirmek istiyorum.
I'm prepared to do anything to better myself.
- Kendimi geliştirmek için her şeyi yapmaya hazırım.
They implemented a communication policy so as to promote their new concept.
- Onlar yeni bir kavram geliştirmek için bir iletişim politikası uygulamıştır.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
We are all looking forward to your coming.
- Gelişinizi sabırsızlıkla bekliyoruz.
Did you notice him coming in?
- Onun içeri gelişini fark ettin mi?
Keiko informed him of her safe arrival.
- Keiko onun güvenli bir şekilde gelişini ona bildirdi.
She informed him of her arrival.
- O, gelişi hakkında onu bilgilendirdi.
For the sake of long-term interests, we have decided to sell the development department.
- Uzun vadeli çıkarların uğruna, biz geliştirme departmanını satmaya karar verdik.
Tom is working hard to improve his English.
- Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.
I would like to improve my English pronunciation.
- İngilizce telaffuzumu geliştirmek istiyorum.
Trade between the two countries has been steadily growing.
- İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
Civilization has flourished for hundreds of years in this hidden land.
- Medeniyet bu gizli topraklarda yüzlerce yıldır gelişti.
The fine arts flourished in Italy in the 15th century.
- Güzel sanatlar on beşinci yüzyılda İtalya'da gelişti.
The tribe wasn't delighted about the advent of the peacemaker.
- Kabile arabulucunun gelişi hakkında memnun değildi.
The story revolves around a mysterious adventure.
- Hikaye gizemli bir macera etrafında gelişiyor.
Her studies contributed greatly to developing scientific research.
- Onun çalışmaları bilimsel araştırmayı geliştirmeye çok katkıda bulundu.
We had hopes of developing tourism on a big scale.
- Turizmi büyük çapta geliştirme umutlarımız vardı.
Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
I'm interested in improving my French.
- Fransızcamı geliştirmekle ilgileniyorum.
I'm interested in improving my German.
- Almancamı geliştirmekle ilgiliyim.