geliştirici

listen to the pronunciation of geliştirici
التركية - الإنجليزية
developer

You are a mechanical engineer and I am a software developer. - Sen bir makine mühendisisin ve ben bir yazılım geliştiricisiyim

Tom is a software developer. - Tom bir yazılım geliştiricisi.

nourishing
formative
improving
(Ticaret) promotional
(Gıda) improver
(Gıda) promoter
constructive
salutary
geliş
coming

I saw him coming upstairs. - Onu üst kata gelişini gördüm.

We could all see it coming, couldn't we? - Hepimiz onun gelişini gördük, değil mi?

geliş
arrival

Ken is waiting for the arrival of the train. - Ken trenin gelişini bekliyor.

Possibly, the accident will delay his arrival. - Kaza onun gelişini muhtemelen geciktirecek.

geliş
arrivals
geliş
incidence
geliş
{f} brew
geliş
{f} growing

Trade between the two countries has been steadily growing. - İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.

geliş
{f} prospering
geliş
build up

Reading helps you build up your vocabulary. - Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.

I want to build up my vocabulary. - Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.

geliş
{f} flourish

Civilization has flourished for hundreds of years in this hidden land. - Medeniyet bu gizli topraklarda yüzlerce yıldır gelişti.

Our work began to flourish. - İşlerimiz gelişmeye başladı.

geliş
grew
geliş
advent

The tribe wasn't delighted about the advent of the peacemaker. - Kabile arabulucunun gelişi hakkında memnun değildi.

The advent of the euro is the beacon for the new millennium. - Euronun gelişi yeni binyılın işaretidir.

geliş
prosper
geliş
arrest
geliş
build#up
geliş
comings
geliş
coming, advent, arrival
geliş
med. presentation (at birth)
geliş
coming, arriving, arrival; advent
geliş
incoming
geliş
forthcoming
göğüs geliştirici spor aleti
chest expander
viskozite indeks geliştirici
viscosity index improver
zeka geliştirici
mind developing
zeka geliştirici oyuncaklar
mind developing toys
التركية - التركية
Geliştirme özelliği olan kimse veya şey
Geliştirme özelliği olan
geliş
Gelme işi veya biçimi: "Keklik gibi taştan taşa sekerek / Gerdan açıp gelişini sevdiğim."- Ruhsatî
geliş
Gelme işi veya biçimi