In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
- Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
Darwin developed the evolutionary theory.
- Darwin, evrim teorisini geliştirdi.
We had hopes of developing tourism on a big scale.
- Turizmi büyük çapta geliştirme umutlarımız vardı.
Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer.
- Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.
I'm improving my knowledge of Breton.
- Ben Bretonca bilgimi geliştiriyorum.
Tom was improving his results.
- Tom sonuçlarını geliştiriyordu.
Virtual memory is a memory management technique developed for multitasking kernels.
- Sanal bellek çoklu görev çekirdekleri için geliştirilmiş bir bellek yönetim tekniğidir.
Darwin developed the evolutionary theory.
- Darwin, evrim teorisini geliştirdi.
So-called winter time is expected to enhance the college reform.
- Sözde kış döneminin üniversite reformunu geliştirmesi bekleniyor.
Reformers aim to improve the government.
- Reformcular hükümeti geliştirmeyi hedefliyor.
That's something we'll improve on.
- Bu geliştireceğimiz bir şey.
Human beings evolved their intelligence.
- İnsan, zekasını geliştirdi.
This species has evolved resistance to the disease as a result of natural selection.
- Bu türler, doğal seleksiyonun bir sonucu olarak hastalığa karşı direnç geliştirmiştir.
He is making good progress in playing the piano.
- Piano çalmada kendini iyi geliştiriyor.
I would like to improve my English pronunciation.
- İngilizce telaffuzumu geliştirmek istiyorum.
Exercise improves health.
- Egzersiz sağlığı geliştirir.
Almost everything has been improved.
- Neredeyse her şey geliştirilmektedir.
You've improved your English.
- İngilizceni geliştirdin.
Can't you enhance the image?
- İmajını geliştiremez misin?
So-called winter time is expected to enhance the college reform.
- Sözde kış döneminin üniversite reformunu geliştirmesi bekleniyor.
This species has evolved resistance to the disease as a result of natural selection.
- Bu türler, doğal seleksiyonun bir sonucu olarak hastalığa karşı direnç geliştirmiştir.
Human beings evolved their intelligence.
- İnsan, zekasını geliştirdi.
They devised ingenious solutions.
- Onlar ustaca yapılmış çözümler geliştirdiler.
She quickly devised a plan to skip school and go to the party.
- O, okulu asmak ve partiye gitmek için çabucak bir plan geliştirdi.
I'm looking forward to your coming to Japan.
- Japonya'ya gelişini dört gözle bekliyorum.
Did you notice him coming in?
- Onun içeri gelişini fark ettin mi?
She informed him of her arrival.
- O, gelişi hakkında onu bilgilendirdi.
The arrival of the troops led to more violence.
- Askerlerin gelişi daha fazla şiddete yol açtı.
Trade between the two countries has been steadily growing.
- İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.
Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
Our work began to flourish.
- İşlerimiz gelişmeye başladı.
The fine arts flourished in Italy in the 15th century.
- Güzel sanatlar on beşinci yüzyılda İtalya'da gelişti.
The tribe wasn't delighted about the advent of the peacemaker.
- Kabile arabulucunun gelişi hakkında memnun değildi.
The advent of the euro is the beacon for the new millennium.
- Euronun gelişi yeni binyılın işaretidir.