Darwin developed the evolutionary theory.
- Darwin, evrim teorisini geliştirdi.
In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
- Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer.
- Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.
Her studies contributed greatly to developing scientific research.
- Onun çalışmaları bilimsel araştırmayı geliştirmeye çok katkıda bulundu.
I'm interested in improving my French.
- Fransızcamı geliştirmekle ilgileniyorum.
I'm improving my knowledge of Breton.
- Ben Bretonca bilgimi geliştiriyorum.
Musical talent can be developed if it's properly trained.
- Düzgün bir şekilde eğitilirse müzikal yetenek geliştirilebilir.
Virtual memory is a memory management technique developed for multitasking kernels.
- Sanal bellek çoklu görev çekirdekleri için geliştirilmiş bir bellek yönetim tekniğidir.
Reformers aim to improve the government.
- Reformcular hükümeti geliştirmeyi hedefliyor.
So-called winter time is expected to enhance the college reform.
- Sözde kış döneminin üniversite reformunu geliştirmesi bekleniyor.
That's something we'll improve on.
- Bu geliştireceğimiz bir şey.
This species has evolved resistance to the disease as a result of natural selection.
- Bu türler, doğal seleksiyonun bir sonucu olarak hastalığa karşı direnç geliştirmiştir.
Human beings evolved their intelligence.
- İnsan, zekasını geliştirdi.
He is making good progress in playing the piano.
- Piano çalmada kendini iyi geliştiriyor.
I would like to improve my English pronunciation.
- İngilizce telaffuzumu geliştirmek istiyorum.
You can improve your English if you try.
- Eğer gayret edersen İngilizceni geliştirebilirsin.
Almost everything has been improved.
- Neredeyse her şey geliştirilmektedir.
She has improved her skill in cooking recently.
- Son zamanlarda pişirmedeki becerisini geliştirdi.
So-called winter time is expected to enhance the college reform.
- Sözde kış döneminin üniversite reformunu geliştirmesi bekleniyor.
Can't you enhance the image?
- İmajını geliştiremez misin?
This species has evolved resistance to the disease as a result of natural selection.
- Bu türler, doğal seleksiyonun bir sonucu olarak hastalığa karşı direnç geliştirmiştir.
Human beings evolved their intelligence.
- İnsan, zekasını geliştirdi.
She quickly devised a plan to skip school and go to the party.
- O, okulu asmak ve partiye gitmek için çabucak bir plan geliştirdi.
Tom devised a plan to burglarize Mary's house.
- Tom, Mary'nin evinini soymak için bir plan geliştirdi.
We are all looking forward to your coming.
- Gelişinizi sabırsızlıkla bekliyoruz.
We could all see it coming, couldn't we?
- Hepimiz onun gelişini gördük, değil mi?
Keiko informed him of her safe arrival.
- Keiko onun güvenli bir şekilde gelişini ona bildirdi.
She informed him of her arrival.
- O, gelişi hakkında onu bilgilendirdi.
Trade between the two countries has been steadily growing.
- İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
Legends of vampires flourish in the Balkans.
- Vampir efsaneleri Balkanlar'da gelişir.
Civilization has flourished for hundreds of years in this hidden land.
- Medeniyet bu gizli topraklarda yüzlerce yıldır gelişti.
The story revolves around a mysterious adventure.
- Hikaye gizemli bir macera etrafında gelişiyor.
The advent of the euro is the beacon for the new millennium.
- Euronun gelişi yeni binyılın işaretidir.