Students should develop their reading skills.
- Öğrenciler, okuma yeteneklerini geliştirmeliler.
Education aims to develop potential abilities.
- Eğitim potansiyel yeteneklerini geliştirmeyi amaçlamaktadır.
I'm developing an Android application.
- Android uygulaması geliştiriyorum.
Her studies contributed greatly to developing scientific research.
- Onun çalışmaları bilimsel araştırmayı geliştirmeye çok katkıda bulundu.
Families and companies across America are improving the energy efficiency of their homes and businesses with help from ENERGY STAR in ways that cost less and help the environment.
- Amerika genelinde aileler ve şirketler daha az maliyet ve çevreye yardımcı yollarla ENERGY STAR yardımıyla evlerinin ve işletmelerinin enerji verimliliği geliştiriyorlar.
I'm interested in improving my German.
- Almancamı geliştirmekle ilgiliyim.
He developed his English skill while he was in America.
- Amerika'da iken İngilizce becerisini geliştirdi.
Darwin developed the evolutionary theory.
- Darwin, evrim teorisini geliştirdi.
So-called winter time is expected to enhance the college reform.
- Sözde kış döneminin üniversite reformunu geliştirmesi bekleniyor.
Reformers aim to improve the government.
- Reformcular hükümeti geliştirmeyi hedefliyor.
That's something we'll improve on.
- Bu geliştireceğimiz bir şey.
Human beings evolved their intelligence.
- İnsan, zekasını geliştirdi.
This species has evolved resistance to the disease as a result of natural selection.
- Bu türler, doğal seleksiyonun bir sonucu olarak hastalığa karşı direnç geliştirmiştir.
He is making good progress in playing the piano.
- Piano çalmada kendini iyi geliştiriyor.
You can improve your English if you try.
- Eğer gayret edersen İngilizceni geliştirebilirsin.
Tom is working hard to improve his English.
- Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.
Computers are constantly being improved.
- Bilgisayarlar sürekli geliştiriliyorlar.
You've definitely improved.
- Kesinlikle geliştirdin.
So-called winter time is expected to enhance the college reform.
- Sözde kış döneminin üniversite reformunu geliştirmesi bekleniyor.
Can't you enhance the image?
- İmajını geliştiremez misin?
Human beings evolved their intelligence.
- İnsan, zekasını geliştirdi.
This species has evolved resistance to the disease as a result of natural selection.
- Bu türler, doğal seleksiyonun bir sonucu olarak hastalığa karşı direnç geliştirmiştir.
She quickly devised a plan to skip school and go to the party.
- O, okulu asmak ve partiye gitmek için çabucak bir plan geliştirdi.
Tom devised a plan to burglarize Mary's house.
- Tom, Mary'nin evinini soymak için bir plan geliştirdi.
I'm looking forward to your coming to Japan.
- Japonya'ya gelişini dört gözle bekliyorum.
We are all looking forward to your coming.
- Gelişinizi sabırsızlıkla bekliyoruz.
Keiko informed him of her safe arrival.
- Keiko onun güvenli bir şekilde gelişini ona bildirdi.
The arrival of the troops led to more violence.
- Askerlerin gelişi daha fazla şiddete yol açtı.
Trade between the two countries has been steadily growing.
- İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
The fine arts flourished in Italy in the 15th century.
- Güzel sanatlar on beşinci yüzyılda İtalya'da gelişti.
After First Contact, the material and spiritual development of humanity flourished.
- İlk temastan sonra, insanlığın maddesel ve ruhsal gelişimi ilerledi.
The story revolves around a mysterious adventure.
- Hikaye gizemli bir macera etrafında gelişiyor.
The advent of the euro is the beacon for the new millennium.
- Euronun gelişi yeni binyılın işaretidir.