gelişmemek

listen to the pronunciation of gelişmemek
التركية - الإنجليزية
(neg. form of gelişmek ) not to develop
geliş
coming

I'm looking forward to your coming to Japan. - Japonya'ya gelişini dört gözle bekliyorum.

I saw him coming upstairs. - Onu üst kata gelişini gördüm.

geliş
arrival

Keiko informed him of her safe arrival. - Keiko onun güvenli bir şekilde gelişini ona bildirdi.

Ken is waiting for the arrival of the train. - Ken trenin gelişini bekliyor.

geliş
arrivals
geliş
incidence
geliş
{f} brew
geliş
{f} growing

Trade between the two countries has been steadily growing. - İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.

geliş
{f} prospering
geliş
build up

I want to build up my vocabulary. - Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.

Reading helps you build up your vocabulary. - Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.

geliş
{f} flourish

After First Contact, the material and spiritual development of humanity flourished. - İlk temastan sonra, insanlığın maddesel ve ruhsal gelişimi ilerledi.

Legends of vampires flourish in the Balkans. - Vampir efsaneleri Balkanlar'da gelişir.

geliş
grew
geliş
advent

The advent of the euro is the beacon for the new millennium. - Euronun gelişi yeni binyılın işaretidir.

The story revolves around a mysterious adventure. - Hikaye gizemli bir macera etrafında gelişiyor.

geliş
prosper
geliş
arrest
Gelişmeme
Undevelopment
geliş
build#up
geliş
comings
geliş
coming, advent, arrival
geliş
med. presentation (at birth)
geliş
coming, arriving, arrival; advent
geliş
incoming
geliş
forthcoming
gelişmeme
underdevelopment
hiç gelişmemek
stagnate
التركية - التركية

تعريف gelişmemek في التركية التركية القاموس.

geliş
Gelme işi veya biçimi: "Keklik gibi taştan taşa sekerek / Gerdan açıp gelişini sevdiğim."- Ruhsatî
geliş
Gelme işi veya biçimi
gelişmemek
المفضلات