gelişmekte

listen to the pronunciation of gelişmekte
التركية - الإنجليزية
in progress
on the upgrade
geliş
coming

I'm looking forward to your coming to Japan. - Japonya'ya gelişini dört gözle bekliyorum.

I saw him coming upstairs. - Onu üst kata gelişini gördüm.

geliş
arrival

She informed him of her arrival. - O, gelişi hakkında onu bilgilendirdi.

Keiko informed him of her safe arrival. - Keiko onun güvenli bir şekilde gelişini ona bildirdi.

gelişmekte olan
(Hukuk) enlarging
gelişmekte olan
flourishing
gelişmekte olan
developing

98% of hungry people live in developing countries. - Aç insanların % 98'i gelişmekte olan ülkelerde yaşar.

Japan guaranteed a 2 billion yen aid package to developing countries. - Japonya gelişmekte olan ülkelere 2 milyar yenlik bir yardım paketini taahhüt etti.

gelişmekte olan ülke
developing country
geliş
arrivals
geliş
incidence
gelişmekte olan
emergent
geliş
{f} brew
geliş
{f} growing

Trade between the two countries has been steadily growing. - İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.

geliş
{f} prospering
geliş
build up

I want to build up my vocabulary. - Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.

Reading helps you build up your vocabulary. - Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.

geliş
{f} flourish

Our work began to flourish. - İşlerimiz gelişmeye başladı.

After First Contact, the material and spiritual development of humanity flourished. - İlk temastan sonra, insanlığın maddesel ve ruhsal gelişimi ilerledi.

geliş
grew
geliş
advent

The advent of the euro is the beacon for the new millennium. - Euronun gelişi yeni binyılın işaretidir.

The story revolves around a mysterious adventure. - Hikaye gizemli bir macera etrafında gelişiyor.

geliş
prosper
geliş
arrest
gelişmekte olan
budding
Gelişmekte olan
developing to
geliş
build#up
geliş
comings
geliş
coming, advent, arrival
geliş
med. presentation (at birth)
geliş
coming, arriving, arrival; advent
geliş
incoming
geliş
forthcoming
التركية - التركية

تعريف gelişmekte في التركية التركية القاموس.

geliş
Gelme işi veya biçimi: "Keklik gibi taştan taşa sekerek / Gerdan açıp gelişini sevdiğim."- Ruhsatî
geliş
Gelme işi veya biçimi
gelişmekte
المفضلات