gelecekte

listen to the pronunciation of gelecekte
التركية - الإنجليزية
hereafter
in after days
in times to come
in the future

Kim means to be a diplomat in the future. - Kim gelecekte bir diplomat olmaya niyet ediyor.

No one can tell what'll happen in the future. - Kimse gelecekte ne olacağını söyleyemez.

in the time to come
some time
in future

We cannot tell what may happen in future. - Gelecekte ne olabileceğini söyleyemeyiz.

In future I'd prefer to avoid sentences with quotation marks. That'll be better for the sentences and for me. - Gelecekte ben tırnak işaretli cümlelerden kaçınmayı tercih ediyorum. Bu cümleler için ve benim için daha iyi olacak.

some day
someday
ahead
hereinafter
gelecek
future

The past can only be known, not changed. The future can only be changed, not known. - Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.

I really look forward to your visit in the near future. - Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.

gelecekte olacak şey
future
gelecekte kullanım
(Bilgisayar) future use
gelecekte teslim
(Politika, Siyaset) forward
gelecekte teslim
(Ticaret) future delivery
gelecekte teslim dövizler
(Ticaret) futures
gelecekte bitmişlik
(Dilbilim) future perfect
gelecekte ne olursa olsun
(Konuşma Dili) come what may
gelecekte olacak olaylar
(deyim) coming events
gelecekte teslim satınalma
(Ticaret) forward buying
gelecek
ensuing
gelecek
the future

No one can tell what'll happen in the future. - Kimse gelecekte ne olacağını söyleyemez.

Kim means to be a diplomat in the future. - Kim gelecekte bir diplomat olmaya niyet ediyor.

gelecek
(Askeri) due in
gelecek
aftertime
gelecek
(deyim) days to come
gelecek
fortune
gelecek
to come

He is to come to my house tonight. - O, bu gece benim evime gelecek.

She is likely to come. - O muhtemelen gelecek.

gelecek
outlook
gelecek
fate

What will happen in the eternal future that seems to have no purpose, but clearly just manifested by fate? - Hiçbir amacı yokmuş gibi görünen ama var olmaktan başka bir kaderi olmadığı da açık olan bir sonsuzluktaki sonsuz gelecekte neler olacak?

gelecek
coming

And you have earned the new puppy that's coming with us … to the White House. - Sen bizimle Beyaz Saray'a kadar gelecek yeni köpek yavrusu kazandın.

He will be coming to see me this afternoon. - O, bu öğleden sonra beni görmeye gelecek.

gelecek
forthcoming
gelecek
futurity
gelecek
next

I want to learn Chinese next year. - Gelecek sene Çince öğrenmek istiyorum.

I want to study abroad next year. - Gelecek yıl yurtdişinda öğrenim yapmak istiyorum.

gelecek
comming
gelecek
future; prospect; future, forthcoming; next
gelecek
coming, next
gelecek
hereafter
gelecek
oncoming
yakın gelecekte
in the short run
التركية - التركية

تعريف gelecekte في التركية التركية القاموس.

Gelecek
istikbal
Gelecek
ati
Gelecek
encam
Gelecek
doğacak
gelecek
Zaman bakımından, ileride olması, gerçekleşmesi beklenen
gelecek
Daha gelmemiş, yaşanacak zaman, istikbal, ati
gelecek
Daha gelmemiş, yaşanacak zaman, istikbal, ati: "Karakteri ve zekâsı gelecek için insana umut ışığı veriyordu."- H. E. Adıvar
gelecek
Zaman bakımından, ileride olması, gerçekleşmesi beklenen: "Kız, gelecek baharda yine geleceklerini müjdeledi."- O. C. Kaygılı
gelecekte
المفضلات