I would like to be a pilot in the future.
- Gelecekte bir pilot olmak istiyorum.
My interest is in the future because I'm going to spend the rest of my life there.
- Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.
We cannot tell what may happen in future.
- Gelecekte ne olabileceğini söyleyemeyiz.
I must try to do better in future.
- Gelecekte daha iyisini yapmaya çalışmalıyım.
I really look forward to your visit in the near future.
- Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
These problems will be solved in the near future.
- Bu problemler yakın gelecekte çözülmüş olacak.
The past can only be known, not changed. The future can only be changed, not known.
- Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.
No one can tell what'll happen in the future.
- Kimse gelecekte ne olacağını söyleyemez.
The worst is still to come.
- Yine de en kötüsü gelecek.
He is likely to come.
- O muhtemelen gelecektir.
What will happen in the eternal future that seems to have no purpose, but clearly just manifested by fate?
- Hiçbir amacı yokmuş gibi görünen ama var olmaktan başka bir kaderi olmadığı da açık olan bir sonsuzluktaki sonsuz gelecekte neler olacak?
Will he be coming this evening?
- O bu akşam gelecek mi?
He will be coming to see me this afternoon.
- O, bu öğleden sonra beni görmeye gelecek.
Bill will return next week.
- Bill gelecek hafta geri gelecek.
My sister will go to Tokyo next year.
- Kız kardeşim gelecek sene Tokyo'ya gidecek.