I work nights.
The baby cried all night.
- Bebek tüm gece ağladı.
Dima slept with 25 men in one night and then killed them.
- Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.
At daytime, we see the clear sun, and at nighttime we see the pale moon and the beautiful stars.
- Gündüzleri açık bir güneş görürüz, ve geceleri solgun bir ay ve güzel yıldızları görürüz.
Even at nighttime, it was not quiet and peaceful any more.
- Gece vakti bile olsa, artık sessiz ve huzurlu değil.
Cats are nocturnal animals.
- Kediler gececi hayvanlardır.
Aardvarks are nocturnal animals.
- Karıncayiyenler gececil hayvanlardır.
Men and women made huge amounts of money overnight.
- Erkekler ve kadınlar bir gecede büyük miktarlarda para yaptı.
The clothes soaked in water overnight were heavy.
- Suda bir gecede ıslanmış elbiseler ağırdılar.
Tom was the only one in the nightclub who wasn't drinking.
- Tom gece kulübünde içmeyen tek kişiydi.
I didn't dream in the night.
- Ben gece rüya görmedim.
I told you not to play your cello late at night, but you did and now the neighbors have complained.
- Sana gece geç saatlerde Çellonu çalmamanı söyledim, fakat çaldın ve şimdi komşular şikâyet etti.
How come you call on us so late at night?
- Nasıl olur da gece öyle geç saatte bizi ziyaret edersin?
Aardvarks are nocturnal animals.
- Karıncayiyenler gececil hayvanlardır.
These are a kind of nocturnal flowers.
- Bunlar bir tür gececil çiçeklerdir.
In the evening, I read my son a book.
- Geceleri oğlum için kitap okurum.
They have to work by night.
- Onlar gece çalışmak zorundalar.
We work by day, and rest by night.
- Biz gündüz çalışırız ve gece dinleniriz.
I need a room for six nights.
- Altı gece için bir odaya ihtiyacım var.
We stopped over in Los Angeles for two nights on the way to New Zealand.
- Yeni Zelanda'ya giderken Los Angeles'ta iki gece konakladık.
Mary'nin bu akşam bizim için akşam yemeği hazırlamasına izin vereceğiz.
- Mary'e bu gece yemek hazırlaması için izin vereceğiz.