Onun bedenine dua edildi.
- A prayer was said over his body.
Her toplantının bir dua ile başlaması gerektiğini söyledi.
- He said each meeting should begin with a prayer.
Malcom birçok resmi dilekçede onun adını görmekten usandığı için Tom'u öldürdü.
- Malcom killed Tom because he was tired of seeing his name in lots of prayers.
My prayers were answered.
- Meine Gebete wurden erhört.
Please say a prayer for those who were onboard.
- Bitte sprich ein Gebet für die Leute an Bord.