geçirilme

listen to the pronunciation of geçirilme
التركية - الإنجليزية

تعريف geçirilme في التركية الإنجليزية القاموس.

geçir
{f} thread

I don't like sewing because I can't thread the needle. - İğneye iplik geçiremediğim için dikiş dikmeyi sevmiyorum.

geçir
{f} undergone

Tom has already undergone surgery. - Tom zaten ameliyat geçirmiş.

geçir
(Bilgisayar) migrate
geçir
undergo

Her mother is going to undergo a major operation next week. - Onun annesi gelecek hafta önemli bir ameliyat geçirecek.

Father is going to undergo an operation. - Babam bir operasyon geçirecek.

geçir
underwent

He underwent a risky operation. - O riskli bir ameliyat geçirdi.

I underwent major surgery last year. - Geçen yıl büyük bir ameliyat geçirdim.

geçir
{f} wick
geçirilmek
(for a period of time) to be spent on/in/by (doing something)
geçirilmek
to be recorded on/in, be entered in/on, be registered in, be written down on/in
geçirilmek
to be passed over
geçirilmek
(for a cover, a case) to be inserted into (a frame)
geçirilmek
to be carried over to, be moved over to; to be transported to, be conveyed to (a place)
geçirilmek
(for a cover, a case) to be put or slipped on/over
geçirilmek
to be subjected to, be inflicted with
geçirilmek
to be passed through
geçirilmek
(for a period of time) to be passed or spent at/in
geçirilmek
(for glass) to be put, fit, fixed, or inserted into (a frame)
geçirilmek
(for someone) to be seen off
geçirilmek
(for a ring) to be put or slipped on
geçirilmek
(for someone) to be accompanied to (a place)
geçirilmek
(for a disease) to be transmitted to (someone, an animal), be spread to (someone, an animal)
hayata geçirilme aşaması
(Hukuk) operational phase
التركية - التركية
Geçirilmek işi
geçirilmek
Geçirme işi yapılmak
geçirilmek
Geçirme işi yapılmak: "İki anne, çocuklarının başlarına geçirilmiş iki külah yüzünden oracıkta ahbap oluverdiler."- O. C. Kaygılı
geçirilme
المفضلات