It's hard to get by on minimum wage.
- Asgari ücretle geçinmek zordur.
I can't get by on such a small income.
- Böylesine küçük bir gelirle geçinemem.
He worked hard to support a large family.
- O, büyük bir aileyi geçindirmek için çok çalıştı.
He is working hard to support his family.
- Ailesini geçindirmek için çok çalışıyor.
It takes a lot of money to keep up such a big house.
- Böylesine büyük bir evi geçindirmek için çok para gerekir.
It takes a lot of money to keep up such a big house.
- Böylesine büyük bir evi geçindirmek için çok para gerekir.