Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

geçerlik

listen to the pronunciation of geçerlik
التركية - الإنجليزية
validity, effectiveness, cogency
validity, currency
currency, validity, being in effect
effectiveness
currency, being in circulation
currency
availability
validity
acceptability, being in demand
sound
legitimacy
geçerlik denetimi
validity check
geçer
passing

Ken saved his face by passing the examination. - Ken sınavı geçerek yüzünün akıyla çıktı.

He amazed everyone by passing his driving test. - Sürücü sınavını geçerek herkesi şaşırttı.

geçer
valid

It's valid until March thirty-first, nineteen-ninety-seven. - O, 31 Mart, 1997 tarihine kadar geçerlidir.

Tickets are valid for just two days, including the day they are purchased on. - Biletler, alındığı gün de dahil olmak üzere sadece iki gün geçerlidir.

geçer
in force

The Julian calendar was in force in Russia. - Jülyen takvimi Rusya'da geçerliydi.

geçer
received
geçer
current

The old belief is still widely current. - Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.

If there's something more terrifying in the world than eternity, then it's probably the current progress of my diploma thesis. - Dünyada sonsuzluktan daha korkunç bir şey varsa, o zaman bu muhtemelen benim diploma tezinin geçerli ilerlemesidir.

deneysel geçerlik
(Dilbilim) empirical validity
geçer
acceptable
geçer
current, in circulation, in common use
geçer
desired, acceptable, in demand, popular, in vogue
geçer
current; valid, in force; desired, acceptable
geçer
passable

Although I speak passable French, don't expect me to be able to give a speech at Jérôme's wedding. - Geçerli Fransızca konuşmama rağmen benim Jérôme'nin düğününde konuşma yapabileceğimi bekleme.

He speaks passable French, but he is clearly more fluent in German. - O, geçerli Fransızca konuşuyor ama o anlaşılır biçimde Almancada daha akıcı.

geçer
running
geçer
OK, OK
geçer
rife
sözü geçerlik
influence, power
geçerlik
المفضلات