gazetelik

listen to the pronunciation of gazetelik
التركية - الإنجليزية
newspaper rack
gazete
newspaper

They are reading their newspapers. - Onlar kendi gazetelerini okuyor.

This is a good newspaper, isn't it? - Bu iyi bir gazete, değil mi?

gazete
paper

He reads the paper every morning. - O, her sabah gazete okur.

Bring me today's paper, please. - Lütfen bana bugünün gazetesini getir.

gazete
newspaper, paper; journal
gazete
(Hukuk) journal

The journalist was kidnapped by terrorists. - Gazeteci, teröristler tarafından kaçırıldı.

He is a big man in journalism. - O, gazetecilikte büyük bir adamdır.

gazete
editorial offices or press of a newspaper, the newspaper
gazete
{i} gazette
gazete
newsdealer
gazete
sheet

The police covered the body with a sheet. - Polis, cesedi gazeteyle örttü.

gazete
news medium
gazete
copy
التركية - التركية
Gazete koymaya yarar küçük çatkı
Gazeteye haber diye yazılacak nitelikte
GAZETE
(Osmanlı Dönemi) Fr. Genellikle günlük çıkan ve büyük boy olan neşriyat organı. Bak: Mürcif
Gazete
(Osmanlı Dönemi) CERİDE
Gazete
ceride
gazete
Gazetenin yönetildiği, hazırlandığı, basıldığı yer
gazete
Politika, ekonomi, kültür ve daha başka konularda haber ve bilgi vermek için, yorumlu veya yorumsuz, her gün veya belirli zaman aralıklarıyla çıkarılan yayın: "Kahvelerde ikinci bir oyalanma yolu, gazetelerdi."- N. Cumalı
gazetelik
المفضلات