Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Famous artists are pressed by journalists.
- Ünlü sanatçılara gazeteciler tarafından baskı yapılır.
I have made up my mind to become a journalist.
- Gazeteci olmak için kararımı verdim.
I hope to be a journalist.
- Ben bir gazeteci olmayı umuyorum.
Tom made up his mind to become a newspaperman.
- Tom bir gazeteci olmak için kararını verdi.
According to the newspaperman, it makes life worthwhile, doesn't it?
- Gazeteciye göre, bu, hayatı zaman harcamaya değer yapar.
If you want to be a newspaperman, you have to be observant.
- Gazeteci olmak istiyorsan dikkatli olmalısın.
The newspaper boy delivers newspapers no matter what the weather is like.
- Gazeteci çocuk hava nasıl olursa olsun gazeteleri dağıtır.