gayret

listen to the pronunciation of gayret
التركية - الإنجليزية
effort

No one can master English if he doesn't make effort. - Eğer gayret etmezse, hiç kimse İngilizceye hakim olamaz.

I'll make an effort to get up early every morning. - Her sabah erken kalkmaya gayret edeceğim.

(Hukuk) endeavour
exertion, effort, endeavour, toil, labour, ardour, zeal, enthusiasm, energy, diligence, struggle
assiduous
pains
spirit
drive
dilligence
zeal

Tom is zealous, isn't he? - Tom gayretli, değil mi?

The only thing worse than an idiot is a zealous idiot. - Bir aptaldan daha kötü olan tek şey gayretli bir aptaldır.

vigor
glow
tug
go
endeavor

I endeavored to do my duty. - Görevimi yapmak için gayret ettim.

He has consistently endeavored to help the poor. - Fakirlere sürekli yardım etmeye gayret etti.

energy
pep
nerve
effort, energy, perseverance
endeavour [Brit.]
slog
sedulity
fervor
assiduity
snap
industry
push
conation
fervency
ardor
intentness
Keep at it!/Persevere!
protective feeling. G
fervour [Brit.]
keenness
arduous effort, endeavor, exertion; zeal
enthusiasm
spurt
exertion
hastiness
ardour [Brit.]
{i} struggle
ardour
head of steam
strenuousness
diligence

Needless to say, diligence is a key to happiness. - Söylemeye gerek yok, gayret mutluluğa götüren bir anahtardır.

verve
snatch
avidity
(Tıp) molimen
{i} fervour
{i} vim
studious
{i} studiousness
{i} zip
fervent
study

The teacher's talk stimulates Mary to study harder. - Öğretmenin konuşması, Mary'nin daha sıkı çalışması için gayrete getirir.

gayret etmek
make an effort
gayret etmek
go for
gayret gerektiren (sorun vb)
challenging
gayret etmek
hump
gayret etmek
try

I have to try harder at school. - Okulda daha fazla gayret etmek zorundayım.

gayret etmek
strive
gayret etmek
try hard

I have to try harder at school. - Okulda daha fazla gayret etmek zorundayım.

gayret sarfeden
exertive
gayret sarfetmek
exert oneself
gayret çiçeği
(Botanik, Bitkibilim) gaillardia
gayret dayıya düştü
(Konuşma Dili) It's time for an expert to take over
gayret eden
humping
gayret ederek
for dear life
gayret et
bestir yourself
gayret etmek
endeavor
gayret etmek
cultivate
gayret etmek
study
gayret etmek
strain after
gayret etmek
jockey for
gayret etmek
endeavour [Brit.]
gayret etmek
to exert oneself, to make an effort, to try hard, to strive, to endeavour
gayret etmek
rustle
gayret etmek
to endeavor, try hard, do one's best
gayret etmek
take care
gayret etmek
hump oneself
gayret etmek
strain at
gayret etmek
strain
gayret etmeyen
effortless
gayret etmiş
endeavored
gayret etmiş
endeavoured
gayret gerektirerek
arduously
gayret göstermek
to give one's all, try one's hardest
gayret ifade eden
conative
gayret içinde olmak
be in an endeavour
gayret sarf etmek
to exert oneself, to try hard
gayret sarfedilmiş
exerted
gayret sarfedilmiş
exserted
gayret sarfetme
exserting
gayret verici
enthusing
gayret vermek
to encourage
gayret etmek
{i} endeavour
artırmak (heves/gayret vb'ni)
whet
en iyi gayret aracılığı
(Ticaret) best effort underwriting
gayret etmek
drive in
Gayret etmek
bear down
ha gayret
(deyim) Make an effort!
aman gayret
Keep on!/ Hold on!
daha fazla gayret sarfetmek
redouble one's efforts
mevcut toplam gayret
(Askeri) total available effort
son bir gayret göstermek
shoot one's bolt
son gayret
last ditch
sonsuz gayret
infinite pains
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Dine, imana, namus gibi kıymetlere tecavüz edenlere karşı müdafaa için harekete gelmek
Olağanüstü çalışma, çaba, çalışma isteği
(Osmanlı Dönemi) Hareketli ve temiz hislerle çalışmak
(Osmanlı Dönemi) Kıskanmak, çekememek
(Osmanlı Dönemi) Dikkatle ve sebatla çalışmak
Kutsal sayılan şeylere yabancıların saldırmasını görmekten doğan dayanamama duygusu
(Osmanlı Dönemi) şeref, haysiyet, izzet
Koruma, esirgeme, kayırma duygusu
Olağanüstü çalışma, çaba, çalışma isteği: "Arkadaşlarına yardımcı olmak arzu ve gayreti onu acıklı bir duruma düşürüyordu."- M. Yesarî
(Osmanlı Dönemi) HAZEL
(Osmanlı Dönemi) GAR
(Osmanlı Dönemi) GAİR
(Osmanlı Dönemi) HAMİYET
gayret etmek
Emekle çalışmak, çabalamak, uğraşmak
Gayret etmek
(Osmanlı Dönemi) EZEM
Gayret etmek
(Osmanlı Dönemi) TASALLUB
Gayret etmek
(Osmanlı Dönemi) HIFZE
gayret
المفضلات